İbadetin gücünü tekrar hissettiği bir an olmadı. Gerçekten de ibadet kavramının onun için artık bir anlamı yoktu; inancı, tamamıyla ve geri dönüşü olmayan bir biçimde kaybolmuştu. Esrarengiz bir şeydir inanç kaybı - inancın kendisi kadar esrarengiz. İnanç gibi, kaybı da temelde mantığa dayanmaz; daha ziyade zihinde yaşanan bir algı değişikliğidir. Ama kilisedeki ayinler onun için hiç anlam ifade etmese de Dorothy kilisede vakit geçirdiğine pişman değildi. Bilakis, pazar sabahlarını huzur dolu kutsal bir mola olarak görüyor ve iple çekiyordu; üstelik sadece pazar sabahları Bayan Creevy'nin meraklı bakışlarıyla dırdırından kurtulduğu için değil. Kilisenin havası ona daha başka, daha derin bir anlamda teskin edici, güven verici geliyordu. Çünkü kilisede olan her şeyde, amacı ne kadar absürt ve ödlekçe olursa olsun her şeyde, dış dünyada kolay kolay bulunamayan bir şey -tanımlanması zor ama terbiyeye, manevi güzelliğe dair bir şey- olduğunu hissediyordu. Ona, artık inanmasan bile kiliseye gitmek, gitmemekten daha iyiymiş; eski çağlara dayanan âdetleri sürdürmek, köksüz bir özgürlüğün içinde sürüklenmekten daha iyiymiş gibi geliyordu. Bir daha asla bir duayı samimiyetle inanarak okuyamayacağını biliyordu ama büyürken kendisine belletilen ibadetleri hayatının sonuna kadar sürdürmek zorunda olduğunu da biliyordu. Bir zamanlar hayatını, canlı çerçevesini ayakta tutan kemikler misali bir arada tutan inançtan geriye kalan buydu.
Sayfa 275 - Can YayınlarıKitabı okudu
Türk Efsaneleri
Türk Efsaneleri Kim demiş Türkler denizci bir ulus değil diye! İnsanlığın ikinci atası Nuh Türk olup insanlığı gemisi ile Anadolu'da kurtardı. Son Türk efsanesini canlı ölüler ibreti ile mahşer tufanı efsanesi olarak yaşıyoruz. Yaşananlar yaşandı, yaşanacaklar yaşanacak. Yaşadıklarınıza bir anlam veremiyorsanız, ilmi bir mana ile
Reklam
Hayatın Anlamı
3.Kısım Anlam Tutulması Anton Çehov'un Tri Sestry oyunundan şu kısa diyaloğu dü- şünelim: MASHA: Bir anlam yok mu? TOOZENBACH: Anlam mı? (...) Şuraya bak; kar yağıyor. Bunun anlamı ne? Kar bir ifade ya da sembol değildir. Anlatabildiğimiz kada- nyla gök kubbenin kederlenmesinin bir alegorisi değildir. Philip Larkin'in baharı
Yeryüzünde barışı sürdürmek için, dini inancı yıkmak, büyük ulusları ortadan kaldırıp, yerine küçük­lerini koymak, herkesin her şeye ortak olması için kapitali yok etmek gerektiğini bize söylemekle işe başladılar. Ve dayandık­ları hiçbir kanıt yok. .. "
Sayfa 298 - İletisim YayınlarıKitabı okudu
_Sanatın yaratıcı gücü, doğadan, sanatçının eli değmeden, kendiliğinden çıkar ortaya. Her sanatçı, doğanın özünde bulunan sanat nitelikleri karşısında, Aristoteles'in deyimiyle bir "öykünücü"dür. O, ya Apollo'ca bir düş sanatçısı, ya Dionysos'ca bir coşkunluk sanatçısı ya da hem coşkunluk hem de düş sanatçısıdır. _Apollo,
Her şeye rağmen ruhun yenilmezliğine inancı kararlılıkla sürdürmek, bugün bizim elimizdedir.
Reklam
71 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.