Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Baruch Spinoza
"Dua etmeyi ve boşuna göğsüne yumruk atmayı bırak! Yapmanı istediğim tek şey, dünyaya çıkıp hayatının tadını çıkarmandır. Eğlenmeni, şarkı söylemeni ve senin için yaptığım her şeyin tadını çıkarmanı istiyorum. Kendi inşa ettiğin tapınaklara gitmeyi de bırak. Oraların benim evim olduğunu söylüyorsun! Benim evim dağlarda, ormanlarda,
92 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 saatte okudu
Arayış...
Otobiyografik beşlemenin ikinci kitabı Kiler. Sırasını merak edenler için: Neden Kiler Çocuk Soğuk Nefes
Thomas Bernhard
Thomas Bernhard
, kelimeleri cümle haline cümleleri de kompozisyon haline getirebilme ustası. Resmen sanat icra ediyor. Nasıl ki mobilya atölyelerinde tahtalara can verip tamamen farklı nesneler elde ediliyorsa, bu adam da kelimelerle harikalar yaratıyor. Okumaktan öyle büyük zevk alıyorum ki ne desem az kalıyor. Bazen sayfanın yarısı tek bir cümleden oluşabiliyor ama sizi öyle bir etkisi altına alıyor ki, değil yarım birkaç sayfa da olsa, kelimeler nereye siz oraya gidiyorsunuz.. Hipnoz gibi bir şey bu. Her kitapta hayatının bir evresini ve o evrede yaşadığının ruhsal, düşünsel tarafının yanı sıra; onu etkisi altına alan çevresel faktörlerden, savaş sonrası insan psikolojisinden, hayatını olumlu ve olumsuz yönden etkileyen kişilerden söz ediyor. Yaptığı şahane tespitler de cabası. Ve aslında bu bir arayış romanı.. Herkes gibi hepimiz gibi.. Yani kısacası onu Thomas Bernhard yapan ne var ne yoksa bunu bize harika bir anlatımla sunuyor. Yazacak çok bir şey de yok. Diğer kitaplarını vakit kaybetmeden okumayı düşünüyorum ki okumamak zayi olur. Şuraya bir alıntı iliştirmek isterim: “Yaşamayı biz seçmedik, kendimizi birdenbire burada bulduk ve o anda üstümüze so­rumluluk yüklendi. Dayanıklılık kazandık, bizi artık hiçbir şey yıkamaz. Artık yaşama tutunmaya çalışmıyoruz, ama yine de onu kenara atıvermiyoruz. Söylemek istediğim buydu, ama söylemedim. Başımızı kaldırıp doğruyu ya da doğru görünen şeyi söylediğimize inanmak istediğimiz zamanlar oluyor, son­ra başımızı tekrar eğiyoruz. Hepsi bu.”
Kiler
KilerThomas Bernhard · Sel Yayıncılık · 2015511 okunma
Reklam
Diyeceğimiz günlerin gelmesi umudu ile :)
"Benim olduğuna inandığım yerlerde, benim olduğuna inanmak istediğim insanlarla birlikteyim. İyiyim.."
Toprak kadar sessiz bir çocuktum. Dilsizliğim doğuştan. Boynumdaki leke gibi. Sesleri, kelimeleri duyuyorum, kelimele­ri büyük bir aşkla seviyorum, hiçbir zaman kullanamayacağımı bilmek iyice kutsallaştırıyor onları. Allaha yakarırken, dua eder­ken dudaklarımda kıpırdanan kelimelerden hiçbir farkı yok hiç­bir kelimenin. Benim için bütün
Sayfa 121
Duruma bakıp kendilerini daha az ürküten ne varsa, ona inanmak istiyor insanlar. Belki "Yaratmanın yalnızlığı" adını verdiğim de, inanmak istediğim bir şey. İstediğim için inandığım bir şey.
312 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
"İnsan kaderin karşısındaki çaresizliğini gizlemek uğruna tesadüf diye bir kelime uydurdu. Asıl gizlemek istediği iradesinin zayıflığından doğan acıydı. Beklenmedik her karşılaşma insanı bir diğer büyük karşılaşmaya hazırlamak içindir belki de. Rastlantı gibi görünen bu çarpışmalar,kaderin büyük zincirinin halkalarıdır ve mühim olan insanı bekleyen o son yüzleşmeye hazır olmaktır." her şeyin bir nedeni var mı sizce? hep inanmak istediğim ama içimde zaman zaman sorguladığım bir soru bu. hayat öylesine akmıyor değil mi? Âşıklara Yer Yok, sorgulatıyor. Orhan'ın çektiği acıyı ellerinize veriyor. Orhan tesadüf sandığı hakikatine yürürken acılardan geçiyor,hayat ona kimi zaman Firdevs kimi zaman babası kılığında geliyor. yaşam hiç bir zaman umduğumuz doğrultuda ilerlemiyor. UMDUĞUMUZ ya bizim gerçek isteğimiz değilse ya hayat onu bize sunmak için sınavlara tabi tutuyorsa... Nefis bir kitaptı...
Âşıklara Yer Yok
Âşıklara Yer YokTarık Tufan · Doğan Kitap · 20231,675 okunma
Reklam
Benim istediğim küçük bir olasılığa, bir kez daha inanmak galiba daha çok. Küçük bir olasılığa, günün birinde, gizine girmeyi yeniden denemek isteyebileceğim bir hikâyenin yolunu açmak için, bir kez daha inanmak... Ertelediğimiz, hep ertelediğimiz, o özlemler adına, oralarda beklettiğimiz o günler adına göze aldığımız o oyunlar düşünüldüğünde hiç de fena sayılmaz... O umut kırıntılarının ardından gitme duygusunu yaşamak, yeni bir güne, bir güne daha sarılmak için hepimize gerekliydi sonuçta...
Daha çok kendim ya da daha çok kendimde olabileyim diye...
Bizden adını belki de hiçbir zaman koyamadığımız bir şeyleri koparan tüm insanlarımızla paylaşmıştık... O gecelerde hiçbir kitaba alamayacağımız tarihlerimizi de yazmıştık... O bunu biliyordu... O bunu kim için, kimler için yaşattığımı, her geçen gün biraz daha çok anlayabildiğim, anlayabildiğime inanmak istediğim bir eksiklik için yaşattığımı, yaşatmaya çalışacağımı biliyordu... O, tüm bunları bildiği için beni kendisine, yalnızca kendisine istemişti belki de... Kendisine, yalnızca kendisine... Daha çok kendim ya da daha çok kendimde olabileyim diye...
"Artık yaşamaya çalışmıyoruz, ama yine de onu kenara atıvermiyoruz. Söylemek istediğim buydu, ama söylemedim. Başımızı kaldırıp doğruyu ya da doğru görünen şeyi söylediğimize inanmak istediğimiz zamanlar oluyor, sonra başımızı tekrar eğiyoruz. Hepsi bu."
Sayfa 92 - Sel YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.