"Bilişsel terapi , kendi kendinize öğrenebileceğiniz , çabuk etkiili 'duygu durum ' düzenleyici bir bir yöntemdir . belirtilerden kurtulup , kişisel gelişiminize , kişisel gelişiminizden tad almanıza ve böylece ilerideki iniş çıkışlarınızı en aza indirip depresyon ile daha başarılı bir şekilde mücadele etmenize neden olacaktır ." Peki
Acaba hu kadar geniş ve mükemmel olan bu tabii düzenin amaçlı bir düzen olduğuna inanmak mı, yoksa bunun tamamen bir tesadüf neticesi olduğunu kabul etmek mi daha akılcıdır? Tesadüfle olan bir düzen uyumlu ve devamlı olabilir mi? Aslında tesadüfün kendisi bile daha temel amaçlı olan bir
çerçeveyi var saymıyor mu? Kur'an'a göre Allah'a iman, ama gerçek bir iman, tecrübe yolu ile elde
edilen, fakat bağımlı olan tüm ispatlardan daha güçlü temeller üzerindedir; aslında onlardan çok daha kuvvetlidir. Çünkü bu koca kainatın tamamen tesadüf eseri olduğunu söylemek çok daha az akılcı ve hatta akıl dışıdır. İşte bu yüzdendir ki, Kur'an'ın insanları imana davet etmek ve düşünmelerini
sağlamak için sık sık şu ifadeleri kullandığını görmekteyiz: "Tefekkür etmez misiniz?", "Düşünmez
misiniz?", "Görmez misiniz?". Şunu tekrar belirtelim ki, burada "tefekkür etme", "düşünme" ve "görme" Allah'ın varlığını ispat eden delilleri mantık yolu ile kurmaya çalışmak veya Allah'ın varlığını çıkarmak anlamına gelmez; belki Allah'ı "keşfetmek", yani "bulmak" ve böylece basiretli bir şekilde idrakini geliştirerek akıl için perde teşkil eden gaflet bulutlarını dağıtmak demektir
William Golding İnsan merhametinden de nefsinden de sorumlu yaratılmıştır ve hiçbir zaman tam serbesti içinde değildir ancak serbest bırakıldığı ortamlarda da insanlığı unutturabilir veya yeşertebilir. Her gün karşılaştığımız yönleri gösteren kitapta karamsar gelse de sonu gayet ümitli bitti, içimizdeki savaşın ölene kadar devam edeceğini ve ümitli olmamızı anlatan bir kitaptı. İnanmak ya da inanmamak ve bedelleri işte bütün mesele bu
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202081.1k okunma
Ispatı olan yerde inançtan söz edilemez .inançta sadece işaret olabilir .ispatı kanıtı mümkün olsaydı inanmak veya inanmamak diye bir seçenekte olmazdı .Burada iradeden, düşünmek ve seçim yapmaktan da söz edilemezdi .
İmanın şartları (6) altıdır. Bir hadiste Kim bunlardan bir tanesine dahi Allah’ın istediği şekilde iman etmezse mü’min olamaz deniyor.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû, âminû billâhi ve resûlihî vel kitâbillezî nezzele alâ resûlihî vel kitâbillezî enzele min kabl(kablu). Ve men yekfur billâhi ve melâiketihî ve kutubihî ve