Ölümün nefesini ensesinde hisseden kişi için bir zamanlar önemli görünen şeyler artık önemsizdir, önemsiz görünen veya varlığından dahi haberdar olmadığı şeylerse önemli hale gelir.zihni örten bilgi yığını, bir boya tabakası gibi soyularak yer yer çıplak deriyi, yani altında gizlenen gerçek varlığı ortaya çıkarır
Hiç farkına varmadan babası olmuştu. Kalbini karısına açmayan, evinin dışındaki hayatı evinin içindekinden daha önemli bulan, evdeki yürek sızılarını anlamayan, anlasa da umursamayan, çehresi daima asık,sesi daima gür ve azarlamaya hazır babası.
Akasya ağaçları altında,tahta iskemleli kır kahvelerinde buluşup buluşup ayrılırdı kadınlardan. Sonra? Sonrası hiç... Hemen her kadından geriye, masanın üzerinde unutulmuş bir paket gelincik sigarası kalırdı. Unutulmuş paketteki son sigarayı da içince, kadın aklından çıkıp giderdi. Hatırlamazdı bile ardına dönüp bakmadan bıraktığı kadınları.
Evet, elbette ki düşüşler ne kadar yüksekten olurlarsa o kadar acı verirler. Lakin iki karış yükseklikteki çalı çırpıdan aşağıya düşen bir karınca ile saat kulesinden düşen bir adam arasında, düşüşün üzerlerinde bıraktığı tesir bakımından çok mu fark vardır?
Az önce kaplumbağaya dediği anlamda bir insana hayvan denmesi,hayvanlara ağır bir biçimde hakaret etmek olur. Çünkü bu, bir insanın aptallığıyla, bir hayvanın içinde doğuştan var olan ahlaki doğruluk veya içgüdüsel sağduyuyu birbirine karıştırmak anlamına gelir.