Birkaç ağaç uğruna sokaklara dökülenlerin orman yanarken ses çıkarmamasını, yaralı bir lağım faresi için dahi hassasiyet gösteren kimselerin faturasını ödeyemeyen ailenin toplu intaharında sus pus kesilmesini idrak edemiyordum
Evli olmanın, benim durumumda dul olmanın siyasi sahada pek bir muteber göruldüğünü biliyordu. Verilen bu değer eşini sevmek, iyi geçinmek, aldatmamak ve bunlar gibi evliliğin selameti için hayırlı bulunan şeylere istinaden değildi
Bu samimiliğe, bu iltifata taş olsam yine dayanamazdım. Bir ara sol omzuma baktım. Mektep kitaplarındaki Asur tanrılarının omuzları gibi nur içinde bakıyordu.
Hiçbir şeyin birbirini tutmadığı ve herşeyin en şaşırtıcı şekilde birbirine bağlı olduğu bir dünyada, bilmediğimiz bir yerde kopan bir fırtınanın getirdiği enkazdan yapılmış bir panayırda imişim gibi yasamağa başladım.
Sanki çok tüylü, yumuşak bir yığın kol ve kanatlı, insanı adeta bitmez tükenmez gıdıklamalar, kısık gülüşler ve haz baygınlıkları içinde sömürüp tüketen bir hayvanın eline düşmüşüm gibi bu manasız aleme gömüldüm