Ne var ki, hayatın en önemsiz ayrıntıları açısından bakıldığında bile, insan herkesin gözünde özdeş, isteyenin bir şartnameyi ya da vasiyetnameyi inceler gibi inceleyebileceği, maddi bir bütün teşkil etmez; sosyal kişiliğimiz başkalarının düşüncesinin yarattığı bir şeydir.
Sayfa 25 - YKYKitabı okuyor
Ne garip hal! İnsan dünyaya hangi bakış açısından bakarsa dün­yayı o bakış açısının gerektirdiği bir şekilde görür. Meyha­nenin birisinde yükünü tutmuş, rakının parlaklığı gözlerine yansıyıp gözleri parıl parıl parlayarak sokağa fırlayan bir sar­hoşun attığı naralar, yalnız neşesinden ibaret değildir; belki o halde gözlerinin bütün alemi neşeli görmesinden dolayıdır. Keder ve ümitsizliğin son noktasında olan insan da dünyaya baktıkça, alemi de kendisi gibi kan ağlıyor zanneder.
Sayfa 150
Reklam
Ama üniversitede evrimi ve psikolojiyi keşfettim; çeşitli tuhaf zihinsel durum ve deneyimlerin açıklamasını öğrendim. Örneğin boşlukta düşme rüyası diye bir şey vardı: En yaygın rüya deneyimidir, bütün insanlar tarafından ilk elden tecrübe edilmiştir. Hocamın anlattığına göre bu, ırksal hatıralarımızdan biridir. Ağaçlarda yaşayan uzak atalarımıza kadar uzanan bir geçmişi vardır. Ağaçları mekan tutan atalarımız açısından, düşme olasılığı her daim var olan bir tehlikeydi. Hepsi feci düşme deneyimleri yaşamış, son anda bir dala tutunup kendilerini kurtarmışlardı; birçoğu hayatını bu şekilde kaybetmişti. Bu şekilde önlenen feci bir düşüş, şok yaratıyordu. Böyle bir şok da beyin hücrelerinde bazı moleküler değişikliklere neden oluyordu. Bu değişiklikler sonraki kuşakların beyin hücrelerine aktarılarak, kısaca ifade edecek olursak, ırksal hatıralar haline geliyordu.Yani siz ve ben uyurken veya uyku bastırıp içimiz geçtiğinde, boşlukta düşüyor ve tam yere çarpmak üzereyken sıkıntı içinde uyanıyorsak, ağaçlarda yaşayan atalarımızın başına gelenleri ve beyin hücrelerinde meydana gelen değişikliklerle insan ırkının kalıtsal mirasına kazınmış şeyleri hatırlamaktan başka bir şey yapmıyoruz demektir.
İnsan, topraktan, sudan ve aşk acısından yaratıldı.
Sayfa 30
Muhallifleri çok kere Spinoza'yı ateist olarak damgalamışlardır. Bir Alman hayranı ise ona "Tanrıyla sarhoş olmuş insan"demektedir. Spinoza'yı tabiî kelâm tarihinde önemli kılan husus, bu hükümlerden her ikisinin de doğru olmasıdır. Din açısından bir ateist olan Spinoza, gerçekten kendi felsefî Tanrısı ile sarhoş olmuştur. Ona göre, müesseseleşmiş ve kalıplaşmış dinler, insanları pratik ve siyasî amaçlarına hizmet etmek için icad edilmiş antropomorfik batıl inançlardan başka bir şey değildir.
uu sen bennsiinKitabı okudu
Biz tarihi bir çeşit Darwinizm olarak görmeye fazla meyilliyiz. En uygun olanın hayatta kalması, Darwin bununla hiç kuşkusuz en güçlü, hatta en akıllı olanın hayatta kalmasını kastetmiyordu, sadece değişen koşullara kendini uyarlamada en donanımlı olanları aklından geçiriyordu. Ama gerçektenvar olan insan tarihinde böyle olmuyor. Hayatta kalanlar ya da başarılı olanlar yahut ötekileri alt edenler sadece daha iyi örgütlenmiş ve daha büyük silahları olanlar; öldürmede ötekilerden daha iyi olanlar. Barışsever uluslar pek ender olarak zafere ulaşıyor elbette fikirler açısından; ama fikirler, bir silah namlusunca desteklenmedikçe pek nadiren üstünlük sağlıyor. Hayıflanacak bir şey bu…
Reklam
*** İnsan, başka birinin yaşantısı hakkında bilgi sahibiyse, ona karşı moral açısından bir üstünlük sağlar. ***
Sayfa 263 - Alfa yayınları, 2017, 1.basımKitabı okudu
çok naif
“Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını. Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış, bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde.”
Kalbi, bedeni ve aklı, birkaç mil­yon yıl sonra olacağı gibi ayrı bölmelerde bulunmayıp he­nüz birbiriyle sıkı sıkıya bağlı olan insan yapısı düşünüldü­ğünde, iyi bir akşam yemeğinin iyi bir sohbet açısından önemi çok büyüktür. Kişi iyi bir yemek yememişse, iyi dü­şünemez, iyi sevemez, iyi uyuyamaz.
Sayfa 22 - İletişim Kitapevi
Çoğu kişi, çevresini ilk muhakeme etmeye başlamasıyla, "Burada olmaz, ben buradan gideyim," hayalini de kurar. Giden gider, diğerleri de hayal kurmaya devam eder. Başka bir yerin hayalini kurmak ve hayalindeki yere gitmek, ulaşmaya çalışmak herkesin en doğal hakkıdır. Gelgelelim bir toplum açısından, böyle bir hayale çok fazla insanın kapılması normal değildir. Sağlıklı da değildir.
Sayfa 17
Reklam
İnsanda ibret almama gafleti de var. Halbuki insan aşağı yukarı aynı mizaca sahip. Geçmişteki insanların başına gelen bugün bizim de başımıza gelecek. İnsan hırsı olan bir varlık, bu hırs bireysel manada kaldığı zaman çok küçük bir çevreyi rahatsız ediyor ama büyük bir önderin hırsı bütün toplumu etkiliyor. Nefsin getirdiği o hırs o özgüven insanlar açısından menfi bir sonucun meydana gelmesine sebep oluyor. İnsan tabiatı çok kolay değişmiyor.
Gerçi, Medeniyet bir bütündür. Onu parçalayıp istediğinizi alıp istediğinizi reddet­meniz o kadar da sizin elinizde değildir. Ama bizim kadar da, ters bir alıntı mantığına saplanmış başka bir ülke yoktur. Bundan da anlaşılıyor ki, büyük bir ruhi şok esnasında bu tür bir yanlış yola sürüklenil­miştir. Bir uyurgezer ya da daha doğrusu bir med­yum gibi, uyutulmuş bir insan gibi ...
Mükemmeliyete ulaşmak insan açısından neredeyse imkansızdır.Kusursuzluk,doğanın kendinde bile yoktur.Sosyal hayatın içinde kalabalıklarla yaşayan ve dış uyaranların manipülasyonuna fazlasıyla açık bir canlı olarak insanın, kusursuz olmaya çabalaması,yıpratıcı,yorucu ve gereksiz bir mücadeledir.
Sevmek, yaşamın bizi sürüklediği uçuru­mun kıyısında tutunduğumuz o incecik gelincik sapı, ölümle dirim arasındaki baş dönmesidir. Üstümüze yürüyen duyar­sızlığın o siyah ordusuna karşı, yürek çarpıntılarından oluştur­duğumuz ışıklı bir korunaktır. Sevmek, bizi onaran, acısından bile haz aldığımız belki de tek incinme, bütün hüznü, iyimser­liği ve ikircimine karşı, sesimizin en duru aktığı yataktır.
Sayfa 73 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.