Yanlızlığın doldururken içimi Izliyorum yavaşça gidişini Görüyorum rüyanın bitişini Karanlığın içine usulca sinişini Günler, haftalar, aylar geçiyor Acı veren gerçek her gün sensiz doğuyor Bir el var sanki, beni yavaşça boğuyor Acı veren gerçek her gün sensiz doğuyor Sen aslında sen, sen değilsin Sendeki ben de ben değilim Bir sen var bende senden farklı Bir ben var sende benden ayrı Kabul et artık o da tıpkı senin gibi Sürdürüyor insan denen neslini Kırıyor, vuruyor, yıkıyor, döküyor Söküyor, alıyor, kaçıyor, gidiyor Arar, sorar belki bulursun Bulunca elbet durulursun En sonunda gururuna kapılıp gider Kaybolursun Belki de hislerim oldu bir saplantı Yavaşça öldüren bir bulantı Acılarla dolu pis bir kalıntı Bitmez oldu lanet olası bu takıntı files.fm/f/2xqvu6qwac
264 syf.
8/10 puan verdi
Tam bir komfort yazar Neva. Kafa dağıtmak, keyif almak için birebir, kalemini gerçekten sevdiğim yazarlardan. Kolay ve hızlı okunuyor olması güzel. Kitapların sayfa sayısı az olaylar çok fazla derinleşmeden nihayete varıyor. Eksik kalan bir şey olmuyor kitap sonunda ama insan daha fazla şey okumak istiyor. Sergei, önceki iki kitapta gerçekten merak uyandırmıştı. Bu kitapta onu tanımak güzeldi, içten içe bu kadar espirili biri olduğunu kim bilebilirdi :) Roman ile olan dialogları çok güzeldi. Biraz daha sayfa olsa asla hayır demezdim ama
Neva Altaj
Neva Altaj
öncekilerde olduğu gibi yine soru işareti bırakmadan keyifle okutturdu.
Saklı Gerçekler
Saklı GerçeklerNeva Altaj · Artemis Yayınları · 2024772 okunma
Reklam
İnsan alışır. İnsan başına ne gelmişse ve ne gelecekse alışır. Ölmek mesela. İnsan öleceğini bilerek yaşayan tek canlı türüdür. Ama bunu bilmesine rağmen yine de hiç ölmeyecekmiş gibi yasar. cimrilik yapar, isteklerini öteler, Ömrünü yaşamaya değil kazanmaya vakfeder, aldatır ve aldanır.
Sayfa 43 - Gökhan ErgürKitabı okudu
Sevmek yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi. İşte ben o büyük işe kalkıştım. Seni sevmek gibi büyük kocaman bir iş.. Yanımdayken; Gülümsemesine bakıp içinden “bu şimdi benim mi”diye çaktırmadan sevinmek, ya da aradan çok zaman geçer bazen bir kaç mevsim, bir kaç insan, bir kaç anı, bir kaç acı.. her şey biter, hesaplar ödenir, defter kapanır. Sonra olmadık bir zamanda, olmadık bir yerde saçma sapan bir karşılaşma olur. Sonra… Sonra bir şey olmaz. Çünkü hesap etmediğin bir kalbin vardır o ne ayların ne yılların geçmesine aldırış etmeden ilk gün gibi taptaze seviyordur.. Omuzdan öpmek, diye bir şey vardır. Yüküne ortağım der gibi. Hep yanındayım der gibi.. Öyle güzel. Eğer bu aşk değilse, ben sana daha önce kimsenin kimseye olmadığı bir şey oldum..
Oğuz Atay
Oğuz Atay
❤️
Sevgisi olmayan insan gibi, umudu olmayan insan da kesinlikle yaşayamaz...
Can Tesellisi
Ölümün yüzü soğuktur, derler. Ancak insan ölümü geride kalan cesede bakarak değerlendirmekte ve hata etmektedir; Cesedin cansız, ilgisiz, gülümseyemeyen, bir cümle bile kuramayan, el dahi sallayamayan haline bakarak, ölüm ne kadar soğuk, ne kadar incitici ve ne kadar ağır diye düşünmektedir insan, Hâlbuki ceset ayrı, ölen kişi ayrıdır. Ölümle kişi cesedinden ayrılmıştır ve başka bir mekânda çoktan yer tutmuştur. Vefat eden kişi, çürümekte olan o bedende değildir artık. Ama insan ona bakarak, çürüyen oymuş gibi üzülür. Halbuki insanı ölüm konusunda kederlendiren şey, o cenazenin başına hiçbir şekilde gelmemiştir. Ölüm cesedin başına gelmiştir; vefat edenin değil.
Reklam
İnsan insanın ilacıdır. Başka bir dünyada, başka bir ülkede, başka bir şehirde, başka bir sokakta, başka bir evde insan insanın ilacıdır. İyi gelir yan yana durmak. Hep bir arada. Hiç yıkılmayacakmış gibi. Hep sonsuzmuş gibi, orada, kadim. Bir arada. Beraber ve mutlu. Kim bilir,kim bilebilir sıradan bir ailede büyümenin verdiği o dünyalara sığmaz güvenini.
Sayfa 44 - Sel
Dağ olmasa
..insan, dağı aşması gereken bir yolcu gibi yüksünüyor; elbette, dağ olmasa, yol çok daha rahat ve kısa olur; ama bir kere var, öyleyse aşmak gerek!
565 syf.
·
Not rated
Yaşamdan Kopuk, Yalnız Bir İnsan
Kitapla ilgili gerçekten de güzel incelemeler yapılmış, bu durum beni sevindirdi. Tekrara düşmemek adına kitap ile ilgili başka bir hususa nispeten biraz daha ayrıntılı bir biçimde değinmek istiyorum. Kitapta okurken en fazla dikkatimi çeken bölüm Kien ile Georges arasındaki uzun diyalog oldu. Bu bölümde Georges daha hayatın içinde olan birisi
Körleşme
KörleşmeElias Canetti · Sel Yayıncılık · 20213,563 okunma
118-
Dinle Franko, bu sana son ikazım! Görüyorum da tüm nefretin, tüm inançsızlık savaşın, bizleri harap etmek, bizleri yıldırmak için. Adamlarıma uyguladığın yıldırma politikan artık çökmek üzere. Onlara, yalnızca kendinde olduğunu zannettiğin silahlarını gösteriyor, öldürmekle tehdit ediyorsun, yapma! Bizler, bu zindanın içerisinde hapsolmuş zavallılarız. Ama unutma ki, en büyük zavallı da bu zindan içerisinde, benim. Bu sana bir tehdit olarak sunulmasın, ben bir yetimim ne ailem var ne de beni sahiplenecek herhangi bir kimse. Dışarıda karanlıklarda volta atan serserilerden tek farkım, eyleme geçmiş olmamda yatar. Öldüğümde benim için kimse üzülmeyecek, kimse benim ne kadar iyi bir adam olduğumu konuşmayacak; açıkçası, bunların hiçbiri beni zaten tedirgin etmiyor. Ufalanan kırağı gibi, parçalanıp gidiyorum zamanla. Bakışlarını kaçırma Franko, sen de biliyorsun ki birçok kez intihara yeltendim... Oturduğun sandalyede kaç kişinin öldüğünü sana gardiyanlar anlatmış olmalı. Her şeyin varlığının nedenini düşün, adamlarımı bir kez daha tehdit etme, bunu yapma Franko. İnsan olmanın değerini, anlamını biliyorum; bana kasvetli, tehditkâr günlerime dönme fırsatı sunma!
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.