Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yolculuk
Yazar Hanife Mert Hanım'ın 160 sayfadan oluşan #Yolculuk eserini #okudum. ️️️️️️️️️️️️️️️️ ️Dört bölümden, otuzdokuz başlıktan oluşan her cümlesi insanın yüreğine dokunup içini biraz daha dönmesi neden onu anlatımlar, anlamlar ile dolu.... ️Eseri okumaya başladığım ilk sayfada bulunan önsözünden son sayfasına kadar elinden
İSLAM COĞRAFYASINA DAİR OKUMALAR
İslâm coğrafyasını tanımak ve anlamak… Cümleyi bu şekilde yazınca kolay, ama aslında böyle bir hedefe odaklanmak, bütün bir ömrü kaplayacak uzun, devamlı ve yorucu bir çabaya katlanmaya razı olmak demek. Çünkü karşımızda çok katmanlı, çok boyutlu, çok bilinmezli ve çok renkli bir coğrafya var. Üstelik sınırları sürekli genişleyen, devamlı gündemde
Reklam
Amaç şöhretse, orada her şekilde teşhir vardır.
Teşhir kelimesi "duyurma, gösterme, dile düşürme, ortaya dökme" anlamlarında kullanılır. Bir diğer mana ise, herkesin göreceği şekilde yayıp gösterme, sergileme şeklindedir. Teşhir kelimesi "şöhret" kökünden gelir. Teşhir, şöhreti yakalamak ve sürdürmek konusunda önemli bir role sahiptir. Teşhir, kendini hatırlatmanın ve gündemde tutmanın bir yolu olarak görülür. Amaç şöhretse, orada her şekilde teşhir vardır. Mahremiyet; mahrem olma durumu, bir kimsenin gizli özelliği şeklinde tarif edilir. "Başkalarından saklanan, başkaları tarafından görülmesi, bilinmesi, duyulması istenmeyen, gizli" ifadesi, mahremiyete ilişkin başka bir manayı ifade eder. Tariflere bakıldığında teşhir ve mahremiyetin birbirine zıt manalara karşılık geldiğini söylemek mümkündür. Bu yönüyle teşhir ve mahremiyet arasında bir denge olması gerekir. Çünkü her şey teşhir edilemeyeceği gibi, her şeyin mahrem kalması da mümkün değildir.
İstet dini, ister felsefi, ister siyasi manada olsun, her "sistem" yaşamak, ayakta durmak, gelişmek ve güçlenmek için, sürekli olarak fert ve cemiyet planında "insanla diyalog kurmak" ve aynı şekilde, "kendini, gündemde tutmak zorundadır. Aksi halde, yavaş yavaş silinir gider...
Tam bir aile dizim terapi konusu
"Tarihte insanların canını yakmış vahşet olaylarının, sonraki kuşaklara yalnızca genetik deformasyon değil, psikolojik yük olarak da yüklenmesi kimin yararına? Utanç verici büyük kıyımlarda yok olanlar ve yok edenlerin çocukları karşılıklı kinlerini neden taze tutmaya ve bunu torunlarına da aşılamaya son vermiyorlar? Onların yüzleşme sorunu, sonrakilerin sonu olmaya daha ne kadar devam edecek? Soykırıma uğramış hangi insan kendi soyunun yeniden yanmasını ister? Kin ve nefretin devamlı gündemde tutulması daha kaç insanın hayatını zehirleyecek? Dünya tarihinde kesintisiz süregelen bu kin kısır döngüsü neden?
EVLİLİK ÜZERİNE 200.000 Yıldır Çözülemeyen Problem Evlilik, en genel tabiriyle, kanun karşısında dinen ve kültürel adetlere uygun biçimde yuva kurmak isteyen kişilerin birleşmesidir. Elimize ulaşan kanıtlara göre bilinen ilk evlilik milattan önce 2350’li yıllara kadar uzanır. Şahsi tahminim ise boşanmalarında aynı tarihte bulunduğu hatta belki
Reklam
Hayretimizi, şaşkınlığımızı yitirdik. Oysa insan korkar, şaşar, hayret eder, ürker, dehşete kapılır vesaire. Havai fişeklerin rengarenk patlamaları, gökyüzünü boyamaları ile misket bombasının patlatılması nasıl da birbirine benziyor. Utanmasak "eğlenceli" diyeceğiz. Acaba utanmak hâlâ gündemde mi; yoksa alay konusu edileli çok mu oldu?
Sayfa 75 - Dergah Yayınları
Herkes yapmis cok ozendim ben de yapayım dedim 😔 •Adım aybüke bazen aybük derler nickteki ay adım ve soyadımdan geliyor •16 yasindayim hazirlik okudum bir sene 9’um •Galatasaray, Galatasaraylıyım, Galatasaraya dair her sey, çok fazla seviyorum •Kişilik tipim entp •fazla tartışmacıyım insanlarla olduk olmadık tartışmaların içine
176 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Arkadaşım videolarını izlerken denk geldiğim biri, ilk orda dikkatimi çekmişti daha sonra kitap aldığım sitede karşıma çıkınca hayat tesadüfleri sever diye düşündüm, aldım.( Gerçi Adil Bey pek tesadüflere inanmıyorum.) Evet hoş bir kitap. Arada bilinç altı, travmalar ve bu travmalara bağlı olarak insanın kendine çektiği kişiler vb. bu tarz konulara değinmesini özellikle sevdim. Ayrıca son itiraf hikayesinde göz göze geldiği kişinin; "Daha önce tanışmış gibiyiz" dediğinde Adil Bey'in ; "Tanışmadık ama belki ruhlarımız tanışmıştır" demesi ayrıca dikkatimi çekti. Bazen bazı insanları görüp ya daha önce tanışmış gibiyim, daha önce görmüş gibiyim dediğimiz kişilerin belki de ruhlarıyla daha önce tanışmışızdır. Ekstra kitaba değinecek olursam başlangıçta direkt şunu söyleyebilirim ki bir zamanlar size cennet bahçesi gibi gelen, cenneti vadeden hatta cenneti yaşatan bir insan bir anda ızdırap denizine dönüşebilir ve bunun sevgili olmasına gerek yok eş, kardeş, anne, baba herhangi bir kişi. Hatta hiç bunları vermeden de sizin için bir ızdırap denizine dönüşebilir. Ínsanın sınırı yoktur. Ìnsanoğlunun düşüncesinin, yapabileceği şeylerin gerçekten sınırı yoktur. Şu an bazı kişiler şöyle düşünebilir zaten biz bunu biliyoruz, zaten bunun farkındayız... Evet doğru gündemde olan şeyler, denk geldiğimiz olaylar vs bu tarz şeyleri farkındayız. Bazı şeylerin böyle birebir yaşanmış kişilerden kitaba geçirilmesi, bizim tarafımızdan okunması farklı etki ediyor ve bir kez daha insana şunu kabul ettiriyor. "insanın sınırı yoktur" Iyi okumalar Kitap Tutkunları
40+ İtiraf Hikayeleri
40+ İtiraf HikayeleriAdil Yıldırım · Karakarga · 2022152 okunma
525 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.