Bakış Acısı
Hanife Mert Hanım'ın 4 bölüm 400 sayfadan oluşan #BakışAcısı eserini
Dilek Fırıncı
Dilek Fırıncı
Özdemir moderatörlüğünde #okudum. Bu eseri okumadan önce #DüşBatımı eserini okumanızı tavsiye ederim. Her ne kadar ayrı eserler olarak algılansa bile birbirinin devamı olduğunu belirtmek isterim. ️️️️️️️️️️️️️️️️ Eser zamanlar arasında geçişlerle 1984 yılları ve
56 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 hours
Çocuklar için Türk Mitolojisi
Türk mitini ve kozmolojisini öğrenme noktasında nispeten eskiye göre çok iyi durumdayız. Zira çokça yazılı ve görsel kaynağa erişmemiz mümkün. Türkler kendi milli destanları ve mitlerini okumalı, gelecek nesillere doğru bir şekilde aktarabilmeli. Son zamanlarda birbirinden değerli ve kıymetli çalışmaların meyvelerini almaya başladık diyebilirim. Köklerden Göklere Türk Mitolojisi de çocuklar için hazırlanan, zengin görsel ve bilgi içeriğiyle şimdiden genç dimağlara örnek teşkil edecek alt yapısı ile göz dolduran sağlam bir çalışma. Her Türk çocuğunun elinden düşürmemesi gereken nitelikli bir eser olmuş. Çocuklarımıza milli ve manevi değerlerimizi öğretmekle kalmamalı, zihinlerini boş hayallerden ve başka kültürlerin empoze ettiği hayalperest kahramanlardan da arındırmalıyız. Bundan mütevellit böyle güzide ve saygın eserlerin varlığı daha bir ehemmiyet kazanmakta. Umuyorum ki Türk mitinin çok daha fazla insana ulaşıp kalplerindeki inkişafını yükselterek yeşermesini sağlayacak çalışmalar ve nitelikli eserler var olmaya devam edecek.
Köklerden Göklere Türk Mitolojisi
Köklerden Göklere Türk MitolojisiTuğba Gündal · Ötüken Çocuk · 20243 okunma
Reklam
343 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 132 days
Sonunda bitirdim... Kitabı yaklaşık olarak 5-6 ay içinde bitirdim. Yazar yükseköğretim yapan öğrencilere tavsiyelerini barındırıyor. Tavsiyeler aslında çoğu insana hitap ediyor dersek yanlış olmaz. Çünkü bahsettiği olay zamanı bilinçle hedeflerimiz doğrultusunda kullanmak. Yani zamanı en verimli şekilde amacımız doğrultusunda kullanmak. Yazar bu olayın ilk önce kendimize çeki düzen verip hayatımızdaki kişileri ve olayları tek hedef noktasına odaklandırmayı anlatıyor. Aslında bu bir nevi tasavvufta nefis terbiyesi dersek ne kadar yanlış olur bilemiyorum. Lakin olayı böyle görmememiz gerektiğini her insanın bu kitaptan bir şeyler kapabileceğini düşünüyorum. Herkesin okumasını tavsiye ederim.
Jules Payot
Jules Payot
İrade Terbiyesi
İrade Terbiyesi
İrade Terbiyesi
İrade TerbiyesiJules Payot · Koridor Yayıncılık · 202028.9k okunma
Tanıdığın yanlış insanlara duyduğun öfkeyi, tanıdığın en doğru insana kusma
"Simone Weil der ki 'Bir insana dikkat etmek, onun için dua etmektir'. Duayı, ötekinin 'iyiliğini istemek' olarak düşün." "Haaa, bizde bir bakıma üstatlar için dua etmiş oluyoruz." "Şöyle de düşünülebilir: 'Dikkate değer' biri olmak ile dikkatini neye veya kime yönelteceğini bilebilmek arasında sıkı bir bağ var, dostum. Dikkat süresinin kısaldığı, dikkatin çabuk dağıldığı, milyonlarca insanın dikkat çekmeye çabaladığı bir dönemdeyiz. Dikkat hem çok ihtiyaç duyulan bir şey hem de nadir bulunuyor." "Doğru anlamış mıyım, Murat, kimse, kimse için dua etmiyor artık..." "Azaldı, diyelim. Çünkü bir başkasının iyiliğini isteyecek kadar sakin olamıyoruz. Hız çağındayız. Fazla hızlanınca da dikkat parçalanıyor, anlam seyreliyor."
Kitap okumak...
Bir şey yapsak, olmak istediğimiz insana doğru gerçek bir adım daha atsak, zamanı daha değerli geçirmiş olmaz mıyız?
Reklam
Kendinizi neden zaman zaman berbat hissettiğinizi soruyorsanız, kendinize doğru olmayan bir hikaye anlatıp sonra da ona inanmanızdır.
Sayfa 67 - Kuraldışı yayınlarıKitabı okuyor
224 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 32 hours
''O, bir insandı, gerçek anlamda bir insan olmasa da.'' Bu hikaye bilim kurgudan çok psikolojiktir. Kitabın tamamına bir melankoli hakim. Newton, işler onun için iyi giderken bile mutlu bir uzaylı değildir ve güneye gittiklerinde yere düşen adam muhtemelen başka bir yere düşmüş olmayı diler. Newton incelikli, sempatik bir karakterdir. Ancak sempatik kelimesinin “sempatik” kısmını çıkarırsanız o da öyledir. Antheans'ın bu görev için dayanıklılığından dolayı onu seçtiğine inanmak zor. Konusuna gelecek olursak, ******SPOILER İÇEREBİLİR?********** Ana karakter Thomas Jerome Newton, Anthea adlı bir gezegenden gelen bir dünya dışı yaratıktır. Kendi gezegenine dönmek üzere birkaç uzay gemisi tasarlamak, üretmek ve fırlatmak umuduyla Dünya'ya gelir. Ana gezegeni, nükleer savaşın harap ettiği bir çöl çorak arazisine dönüşmüştür. Halkı tarafından Dünya'ya gitmek ve kurtarma görevini üstlenmek üzere seçilir. Dünya'da ne kadar uzun süre kalırsa, yavaş yavaş değişir ve daha insana benzer hale gelir. Alkol bağımlılığı geliştikçe aşağıya doğru bir sarmala girer, yalnızlık, duygusal ve sosyal yabancılaşma, motivasyon kaybı, kendinden şüphe etme ve kendine acıma gibi büyük depresif belirtiler yaşamaya başlar. Sonunda Dünya'da mahsur kalır ve başarısızlığa mahkum olur. Dünya'ya Düşen Adam çok iyi bir kitap, ciddi bir kusur bulamıyorum. Ancak kitabın çok ani ve sonuçsuz bir şekilde bittiğini hissediyorum, bu yüzden genellikle aşırı hoşgörülü olan 8 yıldız derecelendirmemi geri tutuyorum. Düşünceli ve biraz da felsefi bilim kurgulardan hoşlanıyorsanız tereddütsüz tavsiye edebilirim.
Dünya’ya Düşen Adam
Dünya’ya Düşen AdamWalter Tevis · İthaki Yayınları · 20201,024 okunma
Sonuç ne olursa olsun, ben kendi payıma, hiç olmazsa burada anlattıklarımı, bu yeryüzünde, kimi ayrıntı ve yorumlarıyla en doğru dürüst biçimiyle, üstüne üstlük yalnızca seninle paylaşacağımı çok iyi biliyorum. Bu da insana, inan ki, müthiş bir yalnızlık ve terk edilmişlik duygusu veriyor. Arada sırada, işimden evime buruk bir sevinçle döndüğüm, bir akşam yemeğini bilmem kaçıncı kez ertelediğim, televizyon izleyemediğim, onca sevdiğim plaklarımı dinleyemediğim, kimden gelirse gelsin, bir telefon sesine muhtaç olduğum zamanlarda da hissediyorum bu korkunç birbaşınalık çıkmazını.
Anlam mı?
Frankl diye biri var; Freud'un "seks", Adler'in "güç" üzerine söylediğini, bu Frankl "logos" için söylüyor. "Anlam ihtiyacı bütün dürtülere baskın gelir" diyor yani. Doğru geliyor insana söyledikleri. Sonra anlamlı neler var, diye düşünüyorum. Ama işte o zaman, ne şarkısı, ne müziği, ne video klibi, ne konsept albümü, ne sporu diyorum. Anlam mı? Dünya, Suriyeli adamın kendini lağımda boğduğu bir yer ve çok havasız. Ne şiiri, ne albüm kapağı! Yalancılığın rutin uygulama olması, çıkışsızlığı imliyor. Birilerinden nefret etmek istiyor, yapamıyor, sadece canımın sıkılmasıyla yetinmek zorunda kalıyorum. İyi değilim!
Reklam
Sen bir kıymık parçasıyla incinen insanoğlu, Bulamadın öyle değil mi doğru yolu? Sen karanlık, hiç gördün mü aydınlık olan sonu, Söyleme şimdi bana yalanlarla dolu masalların kanunu, Kim derdi bir adam bir kadının en değerli koru, Yoksa insanların okullarındaki o kadının mı tabutu, Nasıl saklanırdı bakışlarında ruhu, İçinde kurmuşsun büyük bir kainat senden de ulu, Bir hikaye öyle bir fıtrat bir nefes bir kıymıkla son bulacak, Karanlık seni en sevdiğin yerde yakacak, Sakladığın her zerren avuçlarımın arasında un ufak olacak, Ve gözlerinden büyük bir göğün altında, sevdiğin kadın urganın ucunda sallanacak.
Malın mülkün bir hak olduğunu, her şeyin parayla ölçüldüğü bir yerde toplumsal adalet ve rahatlık hiç bir zaman gerçekleşemez. Ama siz aslan payını kötülere bırakan toplumlarda doğru bir yan bulursanız, büyük çoğunluk yoksulluk içinde kıvranırken doymak bilmez bir avuç insana ülkenin bütün zenginliklerini sömürten bir devlet olabilir derseniz o başka.
Evet, gerçek bir nefret duygusuydu bu, sadece romanlarda yazılan ve benim inanmadığım bir nefret değil, kötülük yapmaktan zevk alan bir nefret değil, saygınızı kazanmış bir insana karşı önüne geçilmez bir tiksinti telkin eden, onun saçını, boynunu, yürüyüşünü, sesinin tınısını, kollarını, bacaklarını, bütün hareketlerini sizin açınızdan iğrenç kılan, ama yine de anlaşılmaz bir güçle sizi ona doğru çeken ve rahatsız edici bir dikkatle onun en ufak hareketlerini izlemek zorunda bırakan bir nefret duygusu.
591 syf.
8/10 puan verdi
❝Heidegger, Tekniğe İlişkin Soruşturma'da Yunanca'daki aletheia kavramına ilgi çekici bir bakış fırlatır: Lethe sözcüğü Yunan dilinde 'unutuş' anlamına gelmektedir, alethes ise 'hakiki, doğru'. Anlaşılan o ki, hakiki bir Yunanlı olan
Platon (Eflatun)
Platon (Eflatun)
'a göre de alethes, esasında 'anımsanmış anlamına geliyordu; ve
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Şûle Yayınları · 201026.7k okunma
1,500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.