“… bir şeyleri koruma ve muhafaza etme isteği bireyi tüketip bitiren edimlerdendir. Kişi, bir şeyleri korumanın mümkün olmayışının acı sonuçlarının yıkıcı etkisiyle yıkılmakla birlikte bir şeyleri korurken sarf edilen zihinsel enerji ve heba edilen nice zaman onu tüketir. Tıpkı avuçlarında tutmaya çalıştığı bir avuç su gibi, gücünün sınırlarına aldanmadan onu koruyabileceğinin yanılgısına kapılan adam gibi. Ne kadar onu koruyabilecek güçte olduğuna aldanıp onun dökülmesine müsade etmese de gün ışığının parıltıları onu avuçlarından kopartır. Yaşam bir şeyleri korumak güdüsüyle yaşanılmaz, aksine karşı koymak yerine onun bir parçası hatta içinde süzülen bir esinti olduğunun bilince varılarak yaşanılabilir…” Fırat