Kahramanca bir ölümle değeri büsbütün artmış olan bir hayat, muhteşem bir yankı halinde ve nefsini hor görme arzusundan doğan bir sonsuzluğa yükseliş biçiminde meydana çıkar. Tesadüfle elde edilen kolay başarılar da ün ve şeref sağlar ama yenilmesi mümkün olmayan alınyazısının üstün gücüne karşı mücadele eden insanın yok oluşu kadar bazen bir şairin ve binlerce kere de hayatın çizdiği bu facia, bütün devirlerin bu en büyük faciası kadar, hiçbir şey, insanı böylesine yükseltemez.
“insan inanabildigi kadar yapar ve yapacaklarının sınırı inandıkları kadardır”
İnancın gücünü birebir anlatıyor. Özellikle sporcularda çok sıklıkla kullanılan bir kavram.
Tabii içten inanmak ve çalışmak getiriyor başarıyı
... bir hastalıktan kurtulan insanın anlayabileceği o açıklanamayan mutluluk içinde ve o zamana kadarkinden daha ateşle, daha hararetle hayatı kucakladı.
Fakat şans çok sevdiklerine karşı bile her zaman cömert değildir ve ilahların, ölümsüzlere unutulmaz işler başarma imkanını bir defadan fazla verdikleri az görülmüştür.
Bir ulusun içinden bir dâhinin çıkabilmesi için milyonlarca insanın dünyaya gelmesi gerekli olmuş, gerçek bir tarihsel olayın , yani yıldızın parladığı anların oluşması için de milyonlarca saat beklemek zorunda kalınmıştır.
Bir dahinin çıkması için bir halkın içinden milyonlarca insanın geçmesi gerekmiştir her defasında, gerçek anlamda tarihsel bir olayın, insanlığın yazgısını değiştiren bir anın gelmesi için de milyonlarca yararsız
anın akıp gitmesi gerekir.
Ancak sanat alanında bir dahi ortaya çıktığında çağların
ötesine geçer; dünyanın yazgısını değiştiren böyle bir an bir kez oluşunca on yıllara, yüzyıllara damgasını vurur. Bir paratonerin ucuna nasıl tüm atmosferin elektriği yükleniyorsa böylesi bir anda da ölçüye gelmez yoğunluktaki bir olaylar silsilesi en küçük zaman dilimine sığar. Ben böyle anları, geçiciliğin karanlığını aynı yıldızlar gibi değişmez bir ışıltıyla aydınlattıkları için insanlığın yıldızının parladığı anlar diye adlandırdım.
"Hiçbir şeyin seçilmediği karanlık bana iyi gelir, bu beklenmedik yalnızlık da."
"Hiçbir şey benim için olmuyordu, buna rağmen her şey bana aitti."
Ek olarak güzel alıntılar;
"Bu yüzden insan bu kadar zorlanıyor çünkü belki de her şeyi yutmaktan boğuluyordur..."(Amok Koşucusu)
"Evet insanın sinirlerine hakim
Dünyanın uzak köşelerinde inançlarımı paylaşan insanlar olduğu her gün doğrulanıyor ama şunu anla, dünyevî kalbimiz de böyledir; kendini güvende hissetmesi için en azından bir insanın yakın, nefes alan, görülebilen, hissedilebilen, somut sevgisine ihtiyacı vardır.