“Tüm bunların amacı nedir?" dedi Serilda. "Sen istediğine sahipsin, bu durumda neden zahmete girip mumlar, çiçekler-" Bıçağını masa örtüsünün üzerinde gezdirdi. "Romantizm yaratma zahmetine giriyorsun?"
"Seni rahatsız eden bu mu?"
Serilda homurdandı. "Beni rahatsız eden şeyleri anlatmaya başlayaman."
"Ah, evet. Çünkü sen bir tutsaksın. Lanetlendin, perili bir şatoya hapsedildin, çocuk dediğin o sevgili kemirgenler öldü. Çok sayıdaki şikâyetlerini unuttuğum için beni affet." Kral iç çekti, sıkılmış gibiydi. "Ben sadece birlikte huzurlu bir akşamın keyfini çıkarmak hoş olur diye düşünmüştüm. Karı koca olarak."
"Gardiyan ve tutsak."
"Savunmaya geçme. İnsan gibi konuşuyorsun."
“Ben vedaları sevmem albayım. Hiç gitmesin insanlar. Hele gelmemek üzere giderlerse, çok üzülürüm albayım, dayanamam. Gelmemek üzere gidenler çok sevdiklerim olur genelde. Bir de bir hikaye bırakır ki geride, noksanlığın daniskası içinde. Ölse, öldü dersin, ama ölmez onlar. Ölmesinler de. Ölürlerse bir kere daha üzülürüm. Çünkü koklayamazlar bir
“Ben vedaları sevmem albayım. Hiç gitmesin insanlar. Hele gelmemek üzere giderlerse, çok üzülürüm albayım, dayanamam. Gelmemek üzere gidenler çok sevdiklerim olur genelde. Bir de bir hikaye bırakır ki geride, noksanlığın daniskası içinde. Ölse, öldü dersin, ama ölmez onlar. Ölmesinler de. Ölürlerse bir kere daha üzülürüm. Çünkü koklayamazlar bir
"Ben vedaları sevmem albayım. Hiç gitmesin insanlar. Hele gelmemek üzere giderlerse, çok üzülürüm albayım, dayanamam. Gelmemek üzere gidenler çok sevdiklerim olur genelde. Bir de bir hikâye bırakır ki geride, noksanlığın daniskası içinde. Ölse, öldü dersin, ama ölmez onlar. Ölmesinler de. Ölürlerse bir kere daha üzülürüm. Çünkü koklayamazlar
"Onun affetmesi mühim çünkü. Tanrı zaten affeder, konsepti bu, bağışlayıcı olmak. Ama en güçsüz olanın konsepti bu değil, onun elinde tek silah var, affetmemek."