Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kendi egemenlik alanını belirlemek için ağaçların altına sidik fışkırtıp sonra kendini bu sidiğin sınırları içinde güvenli hisseden köpeklere benziyordu insanlar da; aşina kokular ve aşina eşya arasındaki bir mutluluk formülü.
Gelin bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar! Bana kötü bana terkettiğiniz düşünceleri verin o vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar onları verin, yakınmalarınızı artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar ben aştım onları dediğiniz ne varsa bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz içinizde kırık dökük, yoksul, yabansı verin bana verin taammüden işlediğiniz suçları da. Bedelinde biliyorum size çek yazmam yakışık almaz bunca kaybolmuş talan parayla ölçülür mü ya?
Reklam
… bütün günler birbirine benzediği zaman da insanlar, güneş gökyüzünde hareket ettikçe, hayatlarında karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varamaz olurlar.
Sayfa 44 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında. Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar ben yaşarken koptu tufan ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kâinat her şeyi gördüm içim rahat gök yarıldı, çamura can verildi linç edilmem için artık bütün deliller elde kazandım nefretini fahişelerin lânet ediyor bana bakireler de. Sözlerim var köprüleri geçirmez kimseyi ateşten korumaz kelimelerim kılıçsızım, saygım kalmadı buğday saplarına uçtum ama uçuşum radarlarla izlendi gayret ettim ve sövdüm bu da geçti polis kayıtlarına.
Sayfa 231 - Tiyo Yayınevi - 1984Kitabı okuyor
Adamın biri müslüman mezarlığına ölü bir köpek gömer. Görenler onu, zamanın Kadısına şikayet ederler. Kadı adamı çağırır ve işin aslını sorar. Adam: -"Doğrudur, öyle yaptım, çünkü köpeğin bana vasiyeti böyleydi, onun vasiyetini yerine getirdim." der. Kadı: -"Sen bizim aklımızla alay mı ediyorsun efendi?" diye çıkışır. Adam: -"Hayır efendim, aynı zamanda Kadıya da 10.000 dirhem vermemi vasiyet etti." der. Bunu duyan Kadı hemen: -"Rahmetli köpeğin ölümü bizi ziyâdesiyle üzdü." der. İnsanlar, kadının değişen bu tavrına hayret ederler. Kadı onlara der ki: -"Bu durum sizi hayrete düşürmesin, bu köpeğin geçmişini araştırdım, Ashab-ı Kehf köpeği Kıtmir’in soyundan geldiğini keşfettim." Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür, adaleti öldürdüğün gün devlet ölür.. Fatih Sultan Mehmet (Rivayete göre)
"İyi etki diye bir şey yoktur Bay Gray. Etki, özünde tümden gayriahlakidir;bilimsel olarak da böyledir." "Neden?" "Çünkü bir insanı etkilemek ona kendi ruhunu vermektir. Etkilenen kişi artık kendi fikirleriyle düşünemez, kendi tutkularıyla yanıp tutuşamaz hale gelir. Sahip olduğu erdemler bile gerçek değildir artık. Günahları bile ödünçtür, günah diye bir şey varsa tabii. Artık bir başkasının müziğindeki bir yankıdan, kendisi için yazılmamış bir rolü oynayan bir oyuncudan ibarettir. Oysa yaşamın amacı kendi kendini geliştirmek, tekâmül etmektir. Dünyaya gelme sebebimiz özümüzün farkına varmaktır. Bugünlerde insanlar kendilerinden korkar oldu. Görevlerin en ulvisini, kendilerine karşı olanı unuttular. Hayırseverler Hayırsever olmasına, açları doyurup yoksulları giydiriyorlar. Gelgelelim kendileri çırılçıplak, ruhları açlıktan kıvranıyor. Cesaret denilen şey insanlığı çoktan terk etmiş. Belki de hiç cesur olmadık. Ahlakın temelindeki toplum korkusu, dinin sırrı ise Tanrı korkusu: İşte bizi yöneten iki şey. Yine de..."
Reklam
Konuşulması gereken konuşulmayanlara bir ileti
Bu sıralar sosyal medyada gündemde karşıma çıkıp duran "erkeğin parasını yemek, erkeği parası için sevmek" konusu var. Parasını yemek diyip farklılaştırılan şey ayrı bir şeydir, parası için sevmek ise apayrı bir şeydir. Ekonomik olarak para kazanmıyor olan ev hanımlarının çalışmadığını düşünmek büyük ahmaklıktır. İlk başta annenizi düşünün, çalışmıyor olabilir mi? Aslında her sorunda olduğu gibi burada da cevabı izmlerde aramak yerine İslamda ararsak çözüme kavuşturabiliriz. Feminizm adı altında dayatılan kendi ayakları üzerinde duran illaki de illa ki çalışan kadın safsatasıyla özellikle toplumun yapı taşı olan yuvayı ve ayakları altında cennet olan anneliği basitleştirme aldı başını gidiyor. Nasıl ki bir kadın eğitiminde, kariyerinde ilerlemeyi tercih edip güzel başarılar elde ettiğinde alkışlanmalıysa, evlenip çocuk sahibi olduğunda da alkışlanabilir. İnsanlar sürekli birbirini "en büyük başarın evlenmek mi gahsjjakjs" diyip küçümsüyorlar. Biz niye evinde eşiyle huzurlu olan insanları görünce dahi eleştiri adı altında hakaret ediyoruz. Çalışırken mutlu olan kadını seviyoruz da evinde mutlu olan kadını mı sevmiyoruz? Ben şahsi olarak en doğrusunun kariyer yapana da evlilik yapana da saygı duymak olduğunu düşünüyorum. İkisini birlikte yapanlara daha da büyük saygı duyulmalı çünkü ikisi de başlı başına büyük işler. Bir de üniversite okumayanın eziklenmesi mevzusu var ama oraya hiç girmeyeceğim şuan..
Japonya'da insanlar atom bombasına pikadon adını vermişlerdi. Pika, felç edici bir parlama, don da sağır edici bir patlama anlamına gelir.
Anlar anılara,insanlar da derslere dönüşür.Hayat işte…
- Həyat belədir. Sahib olmadığımız şeylərin sayı az olsa belə kölgəsi böyük olur. İnsanlar günəşə ehtiyac duysa da hər zaman kölgə axtarır. Çünki kölgə qaranlıqdan gəlir. Qaranlıqsa bilinməzlikdir. - Bilinməzliyin nəyi yaxşıdır? Bu insanı çəhv edir.. - Bilinməzlik insanı yaşadan şeydir. Hər şeyin cavabını bilsən yaşamağa dözümün qalmaz. Havalanıb dəli olarsan.
Reklam
İnsanlara gereken "Mutlu ve umut dolu geceler"
"İyi geceler" i ortalama ve altı olanlara bıraktım. Öncesinde ailemmiş gibi bağ kurduklarıma"Cici geceler ve kendine cici bak." diyordum. Şimdi ise "Mutlu ve hayırlı gecelerin olsun." veya "Mutlu ve umutlu gecelerin olsun." diyorum. Bir ara nenemi geçirirken sesli fısıltıyla "Mutlu ve hayırlı gecelerin
Başka şeyler de lazım onur,ahlak,omurga...
Yal­nızca para, güç ya da mantık insanları etkilemeye yetse,tefeciler,komiserler ve üniversite profesörleri en sevilen insanlar olurdu.
Sayfa 124
"Dostlar eylemleriyle ve sözleriyle acınızı hafifletirler, çünkü bizim nelerden mutlu olduğumuzu ya da ne için acı çektiğimizi biliyorlardır. Fakat bizim yaşadığımız kötü bir olay nedeniyle dostumuzun acı çekmesi de kötüdür. Çünkü insanlar dostlarını kendilerinden dolayı acı çekmesini istemezler. İşte bu nedenle Cesur İnsanlar kendileri acıya katlansalar da dostlarının acı çekmesini istemezler."
Sayfa 210Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.