Kitabın adının neden yabancı olduğunu okuyunca özümsüyorsunuz çünkü kahramanımız diğer insanlar gibi yaşamı derinden yaşamıyor ve hayatı yaşamaya değer görmüyor sadece kendi düşünceleri etrafında hareket ederek insanların düşünce kalıplarına girmiyor.
İnsan hiçbir zaman bütün bütün mutsuz olamaz... Hayatı ne kadar olumsuzluklar icinse geçerse geçsin. Bir gün daha iyi olacağı bu kadar kötü durumda yaşmaktansa ölümün bile armağan olarak kabul edileceği bir hayat..
İşte, Albert Camus'nün dünya görüşü bu. Saçma dünyada insan niçin yaşar? Alışkanlık dolayısıyla mı, yoksa, yaşamayı seçtiği için mi? R.M. Alberes, bu konuya şöyle bir açıklama getiriyor: "...insan ne yaptığını bilerek, talihin bütün kötülüklerini karşısına alarak, boşuna hayallere kapılmayı teperek seçmeli. İnsanın, yaşamı tam anlamıyla seçmesi demek, yaşamın saçma, dünyanın haksız, Tanrının sağır olabileceğini düşünmüş olması demektir. İnsan her şeyi kaybetmeli ki, her şeyi alabilsin.
Burada geçen bir an da kahramanın olaylara tepkisini özetliyor:
"Yalnız bir şey beni belli belirsiz rahatsız ediyordu. Düşüncelerime gömülü olmama karşın, bazı bazı lafa karışacak oluyordum. O zaman avukatım, "Susun! Davanız için bu daha iyi!" diyordu. Benim davamı beni işe karıştırmadan çözümlüyor gibiydiler sanki. Her şey, benim araya girmeme kalmadan geçip gidiyordu. Düşüncemi sormadan kaderimi karar altına alıyorlardı."
Yabancı romanı, saçma üzerine ve saçmaya karşı yazılmış, klasik değerde bir romandır.