"Mümkünü yok, Nusret Bey," dedim. "Senin yüzüne
utancından bakamadığından evini barkını koydu da gitti. Borcunu ödeyebilseydi gider miydi sanıyorsun?" dedim.
"Gitmezdi," dedi Nusret Bey.
Sonra kayığı da, Çakırı da unuttu Nusret Bey. Ondan söz
açarken gözlerinin içi gülüyordu Nusret Beyin: "Sayesinde bir
balık yedik Çakırın, bir balık yedik. .. Bir balık. Kayık ona anasının sütü gibi helal olsun," diyordu.