ATSIZ'DA TÜRK-TÜRKÇÜLÜK-MİLLİYETÇİLİK: 1943 yılındaki En Sinsi Tehlike broşüründe "Siyasî, içtimaî mezhebim Türkçülüktür." (Atsız 1992: 68) diyen Atsız'ın Türkçülüğüne geçmeden önce onun genel olarak "milliyetçilik” hakkındaki düşüncesini aktarmak doğru olacaktır. Ona göre milliyetçilik sosyal bir kanundur: "Tarihin
TÜRKÇÜLÜK DÜŞÜNCESİNİN MİSTİK ÖNDERİ (ATSIZ'IN FİKİRLERİ) ATSIZ'DA ÜLKÜ / MEFKÛRE: Atsız'ın ülkü ile ilgili en açık tanım ve izahları, 31 Ekim 1947'de, Kızılelma dergisinin 1. sayısında yayımladığı "Kızılelma” başlıklı makalesinin ilk paragraflarındadır. Ülküyü şöyle anlatıyor: "Bir milletin yürütücü kuvvetine
Reklam
FİKİR YAZILARINDA VE KALEM KAVGALARINDA ATSIZ ÜSLUBU Bu bölümde Atsız'ın romanlarındaki üslup üzerinde durmayacağız. Romanlarını incelerken bunu yaptık. Burada aslında iç içe girmiş bulunan, birbirlerinden pek de farkı olmayan fikir yazılarına ve kalem kavgalarına bakacağız. Atsız'da baskın olan polemik üslubu, fikir yazılarına da sık
Kötülüğün Aleniliği: Uygarlığın Abus Çehresi Entelektüel ihanetin, Batı’nın insan hakları savunusunun tamamıyla anlamsız bir hâle evrilmesinin, her dakika canlı yayınlarla ortaya konan çocuk ölümleriyle ve sivillerle dolu hastanelerin, okulların ve mabetlerin dahi en ufak tereddüde mahal vermeden, ‘ama’sız bir şekilde bombalanmasıyla ortaya
Yankılar: 12 Aralık 1975 tarihli birçok gazete Atsız'ın ölüm haberini veriyordu. Milliyet, Haber ve Cumhuriyet'te kısaca. "Gazeteci, yazar ve şair Nihal Atsız, dün akşam İstanbul'da hayata gözlerini yummuştur. 70 yaşında vefat eden Atsız, evli ve 2 çocuk babasıydı. Cenazesi yarın toprağa verilecektir." Ve arkadan
Kayıtsız ve hiçe geçecek bakışlardan ıraklaşan bu ıstırap yüklü ten; harap ediyor kendini, kaynayan harabeler içerisinde... ‘’Bir kulaç, bir hamle ve bir adım daha’’ İstemsizce işler yapılıyor adeta, bitik insanlar için; dehşetli, anlamlı ve mert!.. Gönüllerimiz insaf buudunda, yüreğimiz insan... yapılan edilen; aksi bir tavır takınmakta kötülük
Reklam
Atatürk inanıyordu ki, modern millet kavramı bugün cihanşümul medeniyetin temel taşıdır ve insanlık cihanşümul bir medeniyete sahip milletlerin ahenkli bir topluluğu olmaya doğru gitmektedir. Atatürk bu yüksek insanlık idealini tam bir açıklıkla ifade etmiştir: “Beşeriyetin hepsini bir vücut ve bir milleti, bunun bir uzvu addetmek icabeder."
kalp huzuru, ruhun tatmini, vicdanın rahatlığı, çalışma ve uğraşmanın sonunda hissedilen ferahlık, insana karşı duyulan sevgi ve insanlık duygusu, arkadaşlar arasındaki ruhi yakınlıklar, ailedeki sağlam bağların doğurduğu ve insana tek başına olmadığı duygusunu veren gayret ve sorumluluk şuuru, ruhi sağlamlık ve güven hissi veren akrabalık bağları, yeryüzündeki bütün kuvvetlerden daha büyük bir kuvvete sahip olan inanç kuvveti, insana içinde bulunduğu bu kâinatta yok olacak değersiz bir madde olmadığını, temelsiz ve dengesiz bir unsur olmadığını hissettiren inanç gibi bütün değerler; amerikalıların hayat sözlüğünden çıkarılıp atılan, kazınıp yok edilen değerlerdir.
•Ama biz kimiz? Bunu bilmiyoruz işte. Çünkü bize kim olduğumuza dair hiçbir şey öğretilmemiştir.Aile nedir, millet kime denir, nedir milli duygu, insanlık nasıl şeydir, bilmiyoruz bunları. Hiçbirini bilmiyoruz bunların. Tek sosyal bilgimiz Osmanlı olduğumuz ve padişahın bütün Osmanlıların babası olduğudur. Bir de müphem bir din şuurumuz var. Kabuktan, taassuptan ibaret bir din şuuru. Hepsi o kadar. İnanıyoruz ki padişah babamız, bütün dünyayı müslüman yapmak için harp açmıştır. Ve "zaferi nihayi" bizimdir.
Sayfa 64 - Yapı Kredi Yayınları
399 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.