Willem yıllar sonra bu konuşmayı bire bir söylenenleri değilse de genel hatlarını Malcolm'a kendi kabiliyetsizliğinin, kendi başarısızlığının kanıtı olarak aktaracaktı. Tek bir cümle söylese işler nasıl da değişirdi? O cümle de "Jude, intihar etmeye mi çalışıyorsun?" ya da "Bana olanları anlatman lazım Jude" veya "Bunu kendine niye yapıyorsun Jude?" olabilirdi. Bunlardan herhangi biri olurdu; hangisini söylese sohbet uzar ve belki bir onarım, hiç değilse bir önlem olurdu. Olmaz mıydı? Ama orada, o anda bıyık altından "Peki" demekle yetindi.
Sayfa 94 - Doğan kitapKitabı okuyor
Midem bulanıyor. İlaç bulunuyor mu kalın kitaplarınızda. Şehir bir toplu mezarlığa benziyor. Bir ateş yağsa ne güzel olurdu. Arınırdı pislik bulaşmış kimliklerimiz. "Biliyor musun amca, benim kimsem olmadı!" "Bana hiç kimse der misin?"
Reklam
Manevi bakımdan böyle bir çöküntüye düşünce, maddi çöküntünün de gerektiğini düşünüyorum ister istemez. Sözgelimi, ayakkabılarımın altlarının delik olması ne kadar uygun olurdu şimdi! Ancak böyle açıklayabilirim içimde duyduğum intihar dürtüsünü. Ne zaman bir güçlükle ya da acıyla karşılaşsam, hep intiharı düşünmeye yargılı olduğumu biliyorum. Beni korkutan da bu: Temel ilkem intihar, gerçekleştiremediğim, hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceğim, ama düşüncesi duyarlığımı okşayan intihar.
Meryem Ana’nın bekaretinin çeviri hatası kaynaklı olduğunu iddia eden dipnot,
1 A. N. Wilson, İsa biyografisinde, daha en başında Yusuf'un bir marangoz olduğu hikayesi üzerine şüphelerini aktarır. Yunanca sözcük tekton sahiden de marangoz demektir ancak Aramca sözcük naggar'dan çevrilmiştir ki bu sanatkâr ya da bilge anlamına gelir Bu bazı yapısal yanlış çevirilerden biridir, İncil'i bozan en ünlü yanlış çeviri, Isaiah'ın İbranicesi genç kadının (almah) Yunancaya bakire (parthenos) olarak çevrilmesidir. Basit bir hata! (Nasıl olduğunu anlamak için İngilizce sözcükler "maid" temizlikçi kadın, kız) ve "maiden"i (bakire, el değmemiş) akla getirin.) Çevirmenin bu hatası çılgınca şişirilmiş ve İsa'nın annesinin bir bakire olduğunu söyleyen akıl almaz bir efsanenin doğmasına yol açmıştır! Tüm zamanların en yanlış çevirisi şampiyonluğunda ona tek rakip, yine bakirelerle ilgili bir çeviri hatasıdır. Ibn Warraq neşeli bir üslupla, şu ünlü "her Müslüman şehide yetmiş iki bakire" sözünün "kristal kadar berrak beyaz üzümlerin" yanlış bir çevirisi olduğunu bildirmiştir. Şimdi, eğer bu yanlış geniş ölçüde bilinseydi, intihar eden masum kurbanların kim bilir kaç tanesi bugün yaşıyor olurdu? (Ibn Warraq, "Bakireler? Hangi bakireler?", Free Inquiry 26:1, 2006, 45-6.)
Sayfa 134 - Bölüm 3 - Tanrının Varlığı İçin Gösterilen Kanıtlar, Kutsal Kitaplardan KanıtKitabı okuyor
“Hitler’in intihar etmesi korkaklık değildi,” dedi Göring. “Ne de olsa Alman devletinin başındaydı. Hitler’in burası gibi bir hücrede oturup, bir savaş suç­lusu mahkemesinde yargı karşısına çıkması benim için kesinlikle düşünülemez bir şey olurdu. Sonunda benden nefret etmiş olsa da benim için her şeyden önce Almanya’nın bir sembolüydü... Hitler’in yabancı bir mahkeme karşısında canlı bir tutsak olmasından başka her acıyı çekmeye razı olurdum.” Göring, onur ve ulusal saygınlık saldırıya uğradığı zaman, intiharı mantıklı bir karar gibi görüyordu.
Sayfa 142 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Kül Kelebek
"Seni terk etmek, kusursur bir intihar olurdu."
Sayfa 145
Reklam
İntihar, insanın ayırt edici özelliklerinden, keşiflerinden biridir; hiçbir hayvan bunu yapamaz ve melekler bunun ancak farkına varabilir; intiharsız insan gerçekliği, daha az meraka değer ve daha renksiz olurdu: Sonuca bağlanan çeşitli yolları ve yeni çözümleri trajediye sokacak olsa bile, tuhaf bir iklimin ve kendi estetik değerleri olan bir ölüm imkânlar dizisinin noksanlığı hissedilirdi.
Metis YayınlarıKitabı okudu
Nicedir açıp bakmaktan kaçındığım, uzun bir sorular listesi mesela.
Son sözün söylenemediği bütün ayrılıklarda olduğu gibi, yarım kalmış şeyler vardı hâlâ aramızda. Nicedir açıp bakmaktan kaçındığım, uzun bir sorular listesi mesela. Belki vaktinde inandıklarımla helalleşseydim, intihar edecek gücüm de olurdu. Belki de her işte bir hayır vardı, hepsi buydu.
Tek bir cümle söylese işler nasılda değişirdi? O cümle de "Jude, inti­har etmeye mi çalışıyorsun?" ya da "Bana olanları anlatman lazım Jude" veya "Bunu kendine niye yapıyorsun Jude?" ola­bilirdi. Bunlardan herhangi biri olurdu; hangisini söylese sohbet uzar ve belki bir onarım, hiç değilse bir önlem olurdu. Olmaz mıydı?
eğer gerçekten inansaydı yazdıklarına, çoktan intihar etmiş olurdu...
723 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.