Çok iyi bir kitaptı. Gerilim dolu, heyacan dolu sayfaları büyük merakla çevirdim. Bilim kurgu filmi izliyormuş gibi çok heyecanlanarak okudum.
Konu itibariyle ilk sayfadan sizi içine alıyor ve bitir beni dşyor adeta. Kesinlikle seveceksiniz.
Elif seba genetik uzmanıdır. Bulduğu bir tıbbi formülün peşinde, üç dine mensup gruplar olmak üzere bir çok kişi vardır.
Bunlardan kurtulmak için, hafızasını sildirir.
Onun istediği sadece bu formülün olduğu bölümün silinmesidir.
Fakat güvendiği kişiler ona ihanet ederek tüm hafızasını silerler.
Elif artık kendini ingilizce öğretmeni ve titizlik takıntılı, numaralar ile takıntılı bir kişi sanar
Fakat gözlerinin önüne geçmişten bazı görüntüler gelir ve üstüne oynanan oyunları çözmek için herkesle savaş halindedir
Bulduğu ip uçları ile kendini Lizbon da bulur..
Müthiş etkileyen bir destan. Az önce bitirdim açıkçası şoktayım. Kitabı okuma sebebim daha doğrusu itici güç Azra kohen in Gör beni kitabını okurken Sümerlerden ve dinler tarihinden bahsederken yaratılış ve özellikle Tufan hadisesinden (ilahi dinler henüz yokken, binlerce yıl öncesinden) gılgamış destanında Sümerler tarafından anlatıldığı, hatta bir çok konuda ilahi dinlere temel teşkil ettiği iddiasında bulunmasiydi.
Çok çarpıcı gelmişti bana. Düşünsenize ilahi dinlerden binlerce yıl önce ki ilk yazılı eser olarak yazılan bir destan 3 İlahi kitapta da bahsedilen Tufan hadisesinden oldukça isabetli ve tutarlı bahsediyor.
Kitapta o kadar çok ip uçları var ki hepsinden bahsedemem sanırım. :) Mesela şunu paylasmak isterim. " Lugalbanda" ilahi dinlerdeki melek kavramının ilk biçimidir. Nasıl ki herkesin bir koruyucu meleği varsa Sumerlerde de her bireyin bir koruyucu tanrısı vardır.
Nuh tufanı ile alakalı Tanrının(sümer tanrılarının ) tufana karar verip gemi yapılması emrini vermesi Gök tanrısının gök yüzünün bütün tikaclarini açıp yukarıdan sarnıçları taşıyıp rüzgar tanrısının bütün gün kudurmusca esmesi ortalığı kasıp kavurmasi ile tufanin oluşumu ve bir zaman sonra geminin Nizir(Cudi) dağının tepesine konmasiyla son bulması ve insan soyunun ölümsüz tek kişi olan Ut-Napustim kurtarıcısı olmuştur. Son cümle :)
Yazgı Tanrıçası yazgilari belirledi onlarla(tanrılarla) biirlikte ; hem yaşamı verdi biz insanlara hem de ölümü , ama ölümün zamanını vermedi.
Bakmayın isminin uzun hikaye olduğuna bir çırpıda bitiverecek içinizi ısıtan bir Anadolu hikayesi.. Hayat dediğin nedir ki? Anlaşılmaz bir sır.. Kurduğumuz bu düzen hep böyle sürüp gidecek sanırız. Birden ip kopar, ışık söner, her şey darmadağın olur..
Kısacası okuyun, okutturun vesselam..
Kişiliğimiz nasıl oluşuyor? Araştırmalar kişiliğin gelişiminde aile ve çevrenin yanında genetik faktörlerinde etkili olduğunu söylüyor. Yaşamımızda birçok sorunla karşılaşıyoruz. Problemlerin kaynağı kendimiz mi başkaları mı? Sorun bizde ise kişiliğimizi nasıl değiştirebiliriz? Araştırmalar karakteri değişmenin çok zor olduğunu ve buna oldukça emek vermek gerektiğini gösteriyor. Bu kitapta on iki ayrı zor kişilik tipinin dünyayı ve başkalarını nasıl gördüğü anlatılıyor. Kuşkusuz en güç şeylerden biri de kendini tanımak... Belki de bu yüzden kitabı okurken kimi davranış modellerinde kendinizden de parçalar bulabiliyorsunuz. Ya da sorunların kaynağının başkaları olduğunda nasıl davranmanız gerektiğini öğreniyorsunuz. Kitapta, kaygılı, paranoyak, narsist, şizoid ya da bağımlı kişilik gibi birçok karekter örneklerle anlatılıyor. İlla ki çevrenizde bu tür insanlarla karşılaşırsınız. Peki bu kişilerle karşılaştığınızda ne yapacaksınız? Yazarlar, tüm bunlarla nasıl idare edileceğinin ip uçları veriyor. Ya da bazı tipik davranışların sizde var olup olmadığını test edebiliyorsunuz. Her kişilik anlatıldıktan sonra sinema ve edebiyattan örnekler veriliyor. Sözün özü, psikolojiye meraklıysanız okuyabilirsiniz.
"Çalmak, iş bulmaktan kolaysa kabahat bende mi?"
Seri ilerliyor... Merhaba. Yordam Edebiyat'tan çıkan Maksim Gorki'nin 4 ciltlik Seçme Öyküler serisinin ikinci kitabı olan Şahin Türküsü adlı eseri bitirdim.
4 cilt boyunca kronolojik olarak ilerleyen hikayeler, serinin ikinci kitabında devrimin ayak seslerini bize gösteriyor. Hapishane, Bir Kez Daha Şeytan Hakkında, Gri Üzerine.. Devrim artık
Karantina günlerinde yenip yutulacak bir kitap önerisiyle geldim.İddia ediyorum,okurken asla sıkılmayacaksınız.
Tuğba Sarıünal'ın Fil Saati kitabını okuyup bayıldıktan sonra diğer yazdığı kitapları da okumaya karar verdim ve ilk olarak ''Paranoya'yı''sipariş ettim.Bence Tuğba Sarıünal okumayı düşünüyorsanız bu kitap tanışma kitabınız olabilir.Elbette bu kitabı okurken bir gece yalayıp yutacağımı bende bilmiyordum.Yazarın ilahi bakış açısıyla heyecanı zirvede tutmasını,bir sonraki sayfada acaba ne olacak diye sordurtmasını seviyorum.Her şey bir yana bu kadar az sayfaya böyle kurguları nasıl sığdırıyor merak ediyorum.Peki Paranoya'nın konusu ne?Kitap:Normal bir beyaz yakalı olan Fulya'nın mutlu giden bir evliliğinin hiç görünmeyen perdesini anlatıyor.Sahnenin açılışı bir ölümle meydana geliyor ve siz sonrasına adım adım şahit oluyorsunuz.İp ucu vermek istemiyorum ancak bu kadar üstü kapalı anlatabilirim.
Bu zamana kadar birçok farklı türde kitap okudum fakat yaklaşık 300 sayfaya sığdırılmış çok güzel ve çok heyecanlı bir kurgu çıkarmak,dili anlaşılır kılmak bence bir başarıdır.Sırf bu yüzden bile okunması gerektiğini düşünüyorum. Tavsiye ederim.
