Yarayı açık bırakırsan,acır.Kapatırsan izi kalır.İp geçmez, iğne dikmez...Bazı insanlar,seni bazı anılarla yaşamak zorunda bırakır..
656 syf.
10/10 puan verdi
Bu seri benim roman empire'ım.. bayılıyorum eriyorum okurken. İlk iki kitap-Aren ve Lara- benim için hep çok özel kalacak, aşığım onlara. Ama bu kitap? Of diyorum gerçekten. Asla ama asla tek bir sayfada bile aksiyonun heyecanın kesilmediği, kelimelerin tamamen birbiriyle ahenk içinde olduğu, savaşın krallıkların ve bu tropların hakkını fazlasıyla veren mükemmel bi kitaptı. Aslında ikinci kitaptan farklı bi zaman dilimi okumuyoruz, olayların farklı açılarına, ikinci kitaptaki gelişmelerin bazen sebeplerine bazen de sonuçlarına bakabiliyoruz okurken kurgu on numaraydı bu anlamda.Ya bilmiyorum benim savaşlar krallıklar okumaktan anladığım süslü balolardan sadece saray asilleri arasındaki entrikalardan ibaret değil, ha kaliteli yazılınca onlarıda seviyorum ama bu kitap tam anlamıyla savaşın her yönünü, zafer uğruna yapılan her zalimliği ya da fedakarlığı, krallıkların ya da kralların/varislerin omuzlarındaki her türlü yükü gösteriyo ve insana bi noktada okuduğu her şeyi 'gerçek' hissettiriyo. Zarrah mükemmeldi, okuduğum en onurlu en adil en güçlü kadın karakterlerden biriydi. Kerisde çok ama çok zekiydi gerçekten ama sevmediğim yönleride oldu, sonuçta o da bi Veliant. Ama genel olarak mükemmeldi. Ha bana ilk iki kitaptaki kadar bi romantizm vermedi, daha doğrusu ben karakterlerin arasındaki elektriği yakalayamadım bana geçmedi bi türlü yoksa romantizmde çok güzeldi dozundaydı.. Ama açıkçası beni rahatsız da etmezdi hiç olmasaydı da, bu kitabı sıfır romantizmle de okurdum, entrikalar, krallıklar arası ip üzerinde atılan strateji adımları, savaşı heyecanı vs derken romantizmi unutturdu bana. Bayılıyorum bu yazarın kalemine yaa
Yetersiz Vâris
Yetersiz VârisDanielle L. Jensen · Martı Yayınları · 20244 okunma
Reklam
Sanki sol kaburgamın altında bir yerde bir ip varmış da bu ip senin sol kaburgana sımsıkı bir kördüğümle bağlanmış.
Sayfa 353 - Can KlasikKitabı okuyor
"Denge, insanoğlunun icat ettiği en vahşi kavramdır! İp cambazının kendini en iyi hissettiği an, kendini ağa bıraktığı andır oysa."
... Güzel günlerin bir daha geri gelmeyecek olmasını anladığımızda değil.. Bizim daha güzel günleri yaşamak için hevesimiz kalmadığında koptu ip... .
Bir varmış bir yokmuş. Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde. Develer tellal iken, pireler berber iken, ben anamın be- şiğini tıngır mıngır sallar iken. İp koptu, beşik devrildi. Anam kaptı maşayı, babam kaptı meşeyi, döndürdüler dört köşeyi. Dar attım kendimi dışarı.
Reklam
İnsan, özgürlüğü uğrunda neyini vermez ki? Boğazına ip geçirilmiş hangi milyoner bir soluk hava için milyonlarını feda etmez?
Ancak hayat dediğin nedir ki? Anlaşılmaz bir sır. Kurduğumuz düzen hep öyle sürüp gidecek sanırız. Birden ip kopar, ışık söner, her şey darmadağın olur.
İnsan ip eğirir, şeytan ise çuval dokur. İğrenç suratlı !
Sayfa 153 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
“Hayır, özgür değilsin,” dedi. “Senin bağlı bulunduğun ip, öbür insanlarınkinden biraz daha uzun; hepsi bu kadar! Senin patron, uzun ipin var, gidip geliyor, kendini özgür sanıyorsun.”
Sayfa 336Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.