İrem Nur Kaya

·
Puan vermedi
Normalde bir şeyin sonunu öğrenmek bizi rahatsız etse ve o şeyi okumamıza/izlememize engel olsa da bazı kitaplarda bu durum tam tersi olabiliyor. İşte bu nedenle Tolstoy daha en başından adıyla bu kitapta İvan İlyiç’in öleceğini söylediğinde ve ilk sayfalarda bu ölüm haberini alan arkadaş ortamının portresini çizdiğinde bu ölümün nasıl gerçekleştiğine dair merakla sayfaları çevirmeye başlıyorsunuz. Tolstoy bugünden uzak bir tarihi anlatıyor gibi gözükse de kitabını “klasik” bir hale getiren şey de toplumların belli başlı değişmeyen konularından birini ele almış olması: Bir görev bilinciyle evlenme, toplumsal kabullerle bir süre mutluymuş gibi hissetme ve nihayetinde mutlu olmadığını fark edip daimi bir kavga moduna geçme. Tam da böyle bir hayatın ortasına düşen İvan İlyiç’in ben gerçekten hayatı yaşadım mı diye sorgulaması da hepimizi düşündürten cinsten bir sorgulama. Ölüm kesin gibi gözüktüğünde geri dönüp baktığınızda hayatınız hakkında ne hissetmek, neleri yapmış olmak isterdiniz diye sorarak yorumumu bitiriyorum.
İvan İlyiç'in Ölümü
İvan İlyiç'in ÖlümüLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202246bin okunma
Reklam
70 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Lou Andreas-Salome için “Modern anlamda feminist olarak tarif edilemese de, bağımsız ve özgürlükçü yaşamıyla kuşaklar boyu feministler için rol model oldu.” yazıyor kitabın arka kapağında. Kitabı okuduktan sonra bu cümlelere kesinlikle katılıyorum. Yazar, bir kadınla erkeğin dost olarak aşkı, hayatı ve dahası kadın-erkek ilişkisini ele almasını anlatıyor. İki karakter birbirinden farklı düşüncelere sahip olsa da birbirlerini dinliyor ve anlamaya çalışıyor. Kitapta en hoşuma giden şey buydu sanırım. Çünkü özgürlüğüne düşkün bir şekilde yetiştirilen Fenya ilk başlarda Max Werner için garip bir varlık adeta. O zamana dek kadınları genel geçer yargılarla irdelemiş olan Werner, Fenya’ya da bu düşüncelerle yaklaşıyor. Ancak onu yakından tanıdıkça kadınların da artık eskisi gibi olmadıklarını anlıyor. Günümüzde bile çözülemeyen kadın-erkek sorunlarını gerçekten erken bir dönemde ele alan yazar, bizim bugün hala bu meseleyi aşamadığımızı öğrense ne düşünürdü acaba. 70 sayfalık bir kitap size küçük bir hikayenin çok ötesinde hayatı irdeleme fırsatı sunuyor. Özgürlüğünü korumak pahasına sevgisinden vazgeçebilen Fenya ve hayatı alışılagelmiş kalıplarla yaşayan Werner’den öğreneceğimiz çok şey var diyerek kitabı tavsiye listeme ekliyorum.
Feniçka
FeniçkaLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20167,8bin okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Mimarlık ucu hayata değen bir meslek gibi klişe bir cümle kurabiliriz. Ama şu var ki değdiği hayat çok katmanlı ve bir mimarın proje kurgusunu yaparken dikkat etmesi gereken çok fazla şey bulunuyor. Ayrıca kendi sözünü söyleme çabası içinde olan her mimarın düşebileceği bazı handikaplar var: özel olayım derken herkesin sıradanlaşmaya başlaması. Peter Zumthor ise modernlik-postmodernlik gibi konuları kendi süzgecinden geçiren, ofisi beslendiği yer olan bir köyde yer alan, dokuları-sesleri de konseptinin bir parçası haline getiren ‘ne münzevi ne star’ diyebileceğimiz bir mimar. İhsan Bilgin de harika bilgi dünyasıyla birlikte bu mimarı yapıları üzerinden yorumluyor. Kitabı okurken bir anda Peter Zumthor yapılarında seyahata çıkıyorsunuz. Therme Vals’te damlayan su sesi kulağınıza geliyor aniden. Kitabın sayfa sayısı az belki ama mimarlıkla yolu kesişmiş herkes bu kitabı okumalı. İnanın ki kitabı okuduktan sonra mimarlığın günümüzdeki klişelerden çok daha farklı bir şey olduğunu anlayacaksınız. Ben bir mimarlık öğrencisi olarak ilham alarak okudum ve bir mimar olduğumda da baş ucu kitaplarımdan biri olacağına eminim.
Mimarın Soluğu
Mimarın Soluğuİhsan Bilgin · Metis Yayıncılık · 2017162 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
496 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
İngiltere’nin kırsallarında dolaştığım, bu dünyadan kopup başka diyarları keşfe çıktığım kitapları çok seviyorum. Bu kitap da bu anlamda çok iyi geldi bana. Pastoral havasının yanında hayata ve aşka dair de güzel bir kurguya sahip olan kitapta yazarın kadın gözünden bunları yansıtması daha da güzeldi. Mekan betimlemelerini de bir mimar adayı olarak keyifle okudum. Biraz kalın olduğu için zaman isteyen bir kitap ancak çok yoğun olmadığınız bir dönemde çabucak okuyabilirsiniz. Kurgu akışı gayet güzel olduğundan sıkılacağınızı hiç sanmıyorum.
Çılgın Kalabalıktan Uzak
Çılgın Kalabalıktan UzakThomas Hardy · Can Yayınları · 20193,069 okunma
125 syf.
5/10 puan verdi
Olaylar trajikomik olmasına rağmen özellikle kadına dair yaptıkları açıklamaları pek sevemedim malesef. Devrin koşullarında kadınlar öyle yaşıyordu belki ama Shakespeare’in okuduğum diğer kitaplarında bu derece kadını geri plana alan bir kurgu hatırlamıyorum. Yalnız oyunu devlet tiyatrolarında seyretme fırsatım oldu ve en güzel sonu onlar uyarlamışlar bence. Eğer denk gelirseniz oyunu izlemenizi tavsiye edebilirim.
Hırçın Kız
Hırçın KızWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20124,279 okunma
Reklam