Ne anladın dün anlattıklarımdan? • Ya sen ölecekmişsin, ya o adam.
- Aferin. Söyle bakalım, sen olsan ne yapardın? • Belki o can simidi ikinize de yeterdi.
Bir tokat. - Ben olmasam, sen de yoktun. Anlıyor musun?
. Evet baba.
- Şimdi söyle bakalım, sen ne yapardın?
⚫ Ben de senin gibi yapardım baba.
Şimdi düşünüyorum da, belki de kötülüğü ağır basan bir vicdan topalıydı babam, hepsi bu.
O da kendi babası yüzünden.. O da kendi babası yüzünden..
Sonuçta hepimiz, hayatta kalanların çocukları değil miydik?
Savaşlar, depremler, kuraklıklar, katliamlar, salgınlar ve kavgalardan sağ çıkanların çocukları. Dolandırıcıların, hırsızların, katillerin, yalancıların, batan bir gemiden ilk kaçanların ve de başkalarının ellerindeki can simitlerini söküp alanların çocukları. Sağ kalmayı bilmiş olanların. Sağ kalmak için her şeyi ama her şeyi göze almış olanların. Bugün hayattaysak eğer, soyağacından birileri 'Ya o, ya ben!'
dediği için değil miydi?
Sonuçta, beni de bu hayata iki ceset taşıdı: Biri yaşama, diğeri yaşatma isteği. Birini babam, diğerini annem istedi.
Evet, bu benim.
İntihar etmeyi hiçbir zaman düşünmedim.
Sadece bir ara... Hissettim. Şimdi kendime bir hikaye anlatacağım ve artık sadece buna inanacağım. Çünkü ne zaman dönüp baksam geçmişe,
görüyorum ki yine değişmiş. Hiçbir şey yerinde durmuyor bu hayatta.
Hiçbiri memnun değil yerinden. Belki de hiçbir şeyin yeri yok aslında.
Onun için sığmıyorlar, bıraktığın çukurlara.