Eseri belirli bir edebi kefeye koymak kendi açımdan bana imkansız gözüktü, herkesin farklı yorumlayacağı türden bir kitap çıkarmış ortaya Dostoyevski. Aslında kendi iç dünyasından yaşadığı kişisel olayları sürekli düşünerek ve çok daha fazla kişiselleştirerek (kendi açımdan) yorumlamış. Okuduğunuz zaman ne kadar abartmış başından geçen olayları diyebiliriz aslında o da bunu dememizi ve onun düşüncelerini aşağılamızı ister gibi yazmış kitabını, ama kendisi de yaşadığı olaylar karşısında ne kadar gelgitli bazen abartılı davrandığının bir hayli farkında. Ama buna istinaden de düşünebilen biri olarak ve düşüncelerini ifade etmekten gocunmayacak kadar cesur olduğundan da fazlasıyla gurur duyuyor (her ne kadar eserinde gurursuz olduğundan bahsetsede). İnsan yaşamının sözde ‘canlı yaşam’ını yeraltı olarak adlandırdığı düşünce yuvasından farklı bir bakış açısıyla eleştirmiş ve yorumlamış, aynı cesareti de bizden beklemiş. Ama insanların konfor alanından çıkması ve özgür yaşama adapte olabilmesi zor olduğundan hangimizin o cesareti göstereceği muamma.