"Bak, uçurtma kaçmış!"
"Hani bakayım! Nereden kaçmış?"
"Bizim göğümüzden kaçmış. Ama sakın onu vurma!"
Ağabeyin gözleri doldu ben böyle deyince. Bana simit aldı. Babam gibi. Ağabey uçurtmayı vurmadı. Belki annemi de vurmazdı.
"İnşallah benim oğullarımla birlikte nice savaşlara girip ya gazi, ya şehit olurlar."
Türkmen beyi, bu on yaşındaki öksüze Türklükteki en büyük, en üstün iki rütbeden birini temenni ediyordu.