Yazarın kendi dilinden
1968'de doğdum ve torunumda yaşayan Virgil adında bir hayalet olduğuna ikna olduğum Connecticut banliyöündeki büyükannemin evinde büyüdüm. İlk kısa öykümü üçüncü sınıfta yazmıştım. 1991'de Goddard College'da lisans eğitimimi tamamladıktan sonra Vermont College'daki Yazı Programı Yüksek Lisansı'nda bir yıl şiir okuduk. Bir şiir, bir romana dönüşen bir öykü haline geldi ve şiir yazmaya mı yoksa kurgu yazmak mı istediğime karar vermek için biraz zaman ayırmaya karar verdim. Ülke çapında atladıktan sonra Vermont'a geri döndüm, kendi evimi yaparken elektrik, akaryakıt ya da eşim Drea ile telefon etmeyen bir kabinde yaşadım. Yıllar geçtikçe bir ev ressamı, çiftçi çalışanı, yapıştırma sanatçısı, Easter Bunny, pizza teslimatçısı, evsiz barınak personeli, Ve yetişkinler ve akıl hastalığı olan çocuklar için danışman - 2000 yılında tam zamanlı çalışmak için son gerçek işimden ayrıldım. 2004'te kızım Zella'yı doğurdum. Bu günlerde, Vermont'taki Montpelier'de eski bir Viktorya'da yaşıyoruz. Bazı komşular, beni muazzam zevk getiren Addams ailesinin evine benzediğini düşünüyorlar.
Unvan:
Amerikalı yazar
Doğum:
Hartford, Connecticut, Amerika Birleşik Devletleri, 1968
Sevgilerini göstermeyenleri sevmez onlar.
Gerçek sevginin seyri hep engebelidir.
Sevgi bir tanıdıktır. Sevgi bir şeytandır.
Sevgiden başka kötü bir melek yoktur.
Bazen böyle oluyor, yani hiç beklemediğim bir kitap, beklemediğim bir yazar dört dörtlük bir etki yaratabiliyor. Jennifer Mcmahon'ın bu eseri Stephen King'i kıskandıracak kadar başarılı ve iyi bir eser. Kusurları dahi kitabın başarısını gölgeleyemiyor. Hasan Ali Toptaş'ın Heba'sı ve Ayfer Tunç'un Aziz Bey Hadisesi adlı eserlerinin ardından hakiki
Okuduğum 3. Mcmahon kitabı. Sayesinde ciltli kitap okumaktan nefret eden ben, bu inadimi kırdım. Fiziksel olarak kaliteli bir kitap. doğan kitabin acilen örnek alması gerek. Sayfaları zevkle çevirdim. Kapak tasarımınıda içerikle uygun ve başarılı buldum. Bir 29. Oda ve Şeytanın eli değildi ama güzeldi. Ortalama bir zekaya sahip olan herkes kitabın ortasında sonunu tahmin edebilir. Bir insan yaşamında, öldükten sonra hortlaması için ne kadar tahrik edilirse o kadar tahrik edilmiş bir hayalet hikayesi. Yani bir hayalet romanı ne kadar "mantıklı" sebepler ile anlatılabilirse o derece mantıklı. McMahon'u gerek kurgusal zeka gerekse uslüb bakimindan çok beğeniyorum. ( şeytanin eli ve 29. Oda'da alıştığım tarzından dolayi cogu ayrıntıyı yakaladım. Mesela bişeyi uzun uzadıya gerekli gereksiz anlatıyorsa, ileri sayfalarda onun altından bir sey cikiyor. Bu kitaptaki kolye gibi). Çocukların bazen çok acımasız olduğunun, sürü psikolojisi ve aidiyet hissinin önemine değinmiş. Evet bazen çocuklar ileriki hayatlarını etkileyecek kadar büyuk zorbaliklara karisabiliyorlar. Kitaptaki pedofili vakasi da dozunda kullanılmış. ( bu leş gerçeklik hakkinda konuşmak istemiyorum) Çok fazla yan karakter vardı ve adaptasyonumu zorlaştırdi. Bu kadının kitaplarinin kapağini kapatinca tüm o hayaletlere, mahlukatlara karşi acima duygusu yaşıyorum. Hortlaklar da bu kadar sempatik yazılmaz ki yahu. =) seviyorum bu yazarı.
Yeni Türkiye'nin bu ilk gününde ben, yani eskisi, boş zaman bulduğum her zaman olduğu gibi, aynı şeyi yaptım: sahile inerek kitabımı okudum ve kitabı orada bitirdim. Cafedeki çalışanların siyaset yorumlarına ara sıra katılarak, bol çay, az yemek ve tansiyon korkusuyla dikkat ederek, elbette araya bol su katarak, saatlerimi McMahon'ın bu eserini