Halil İbni Ahmed (k.s) insanları dört kısma ayırmıştır: 1- Bildiğini bilene alim denir, ona uyunuz! 2- Bilir fakat, bildiğinin farkında değildir. O uykudadır, onu uyandırınız! 3- Bilmez. Fakat bilmediğini bilir, bunların irşada ihtiyacı vardır. Onlara irşad ediniz! 4- Bilmez. Fakat bilmediğini de bilmiyerek kendini alim sayar. Bunlar tam cahildir, bunlardan yüz çeviriniz!
İslamiyet'i bilmeyenlerin ona şüpheyle bakması, ona karşı soğuk ve ürkek davranması gayet tabiidir. Zira hem İslam diyarında yaşayanlara hem de İslam'ı tanımayanlara uzun bir zamandan beri bu güzel din kasıtlı olarak yanlış tanıtılmıştır. Onun barbarlık dini olduğu söylenmiş, insan ruhuna önem vermediği anlatılmış, hatta onun el kol kesmekten başka bir özelliği bulunmadığı propaganda edilmiştir. Çocukluğundan beri bu iftiraları duyarak yetişmiş, İslamiyet'i tanıyan, bilen ve onu yaşayan biriyle karşılaşmamış bir kimseye, sen dinimiz aleyhinde konuşuyorsun diye katı ve sert davranmak, İslam düşmanlarına yardım etmek ve onları propagandalarında haklı çıkarmak olur. Böyle bir durumda her Müslüman, kendisini Peygamber aleyhisselam tarafından İslamiyet'i öğretmek üzere görevlendirilmiş bir mürşid diye düşünmelidir. Karşımızdaki şuurlu bir İslam düşmanı değilse, ona kolaylık göstermeli, zorluk çıkarmamalıyız. Onu müjdelemeli, ürkütmemeliyiz. Allah Teala'nın Peygamber Efendimiz'e söylediği şu irşad prensibini unutmamalıyız: "Sen onlara kaba ve katı yürekli olsaydın, etrafından dağılıp giderlerdi"[Ali İmran suresi (3), 159].
Reklam
Belki de tek ihtiyacımız olan şey Filistin gibi irşad ve irade sahibi olmak 🇵🇸🌱🍉
Hakikate meftun olana, akıl gerekmez; Bu irşad gönül içredir, mürşid gerekmez.
İLİM YOLUNDA BİR İBRET
Büyük âlim ve evliyadan İmâm Gazâlî (rah.) Hazretleri, Horasan’ın Tûs şehrinde (bugünkü Meşhed) dünyaya gelmiştir (M. 1058). İmâm Gazâlî Hazretlerinin babası, vefatı yaklaştığını anladığı zaman, oğlu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.