kalemi kamera gibi kullanmak; bir çanakkale savaşı günlüğü..
18 mart 1915 deniz savaşı sonrası 25 nisan 1915te başlayan çanakkale kara savaşlarına dair yerli yabancı yazarlar, tarihçiler, araştırmacılar tarafından yazılmış birçok kitap var.
okumuş olduğum bu kitap dışarıdan bakıldığında bunlardan biri gibi görünse de aslında tam olarak böyle değil.
zira 
Kıyamet Koptuğunda adı verilen kitap çanakkale kara savaşında
Kültepe Tabletlerine Göre Eski Çağ Anadolu’sunda Diplomasi ve Uluslararası AntlaşmalarEfe Sıvış · Selenge Yayınları · 20204 okunma
Felsefenin üç ana disiplin üzerinde yükseldiği söylenir. Bunların en önemli ve temel olan üç disiplini :
* Etik (Ahlak felsefesi)
* Epistemoloji (Bilgi felsefesi)
* Ontoloji (Varlık felsefesi)’ dir.
Yazar okurunu öyle bir kurgu ile buluşturmuş ki etik ile estetik üzerine yazılmış en etkileyici metinlerden biri diyebilirim.
Öyle ki tarih yazılageldiğinden beri bireyin kendi içinde verdiği en temel savaşıma işaret ederek yanılgılar ve zaaflar ile merhamet ve vicdan arasındaki araftan ses vermiş.
Sanırım kişinin en büyük hatalarından biri her şeyin mevcut haliyle devam edip gideceğini zannetmesi...
Duygu ve düşüncelerimizi temelinden sarsan büyük kırılma anları
yaşadıktan sonra anlıyoruz ancak “böyle gelmiş böyle gitmez” olduğunu…
Elbet yaşarken bunun idrakine varırız lâkin yine de kabullenmekte zorluk çekeriz.
Kitabın ana karakteri de işte tam bu minvalde.
Güzel bir ailesi, pırıl pırıl çocukları, sevdiği iş ve aile dostları olan bir insan düşünün şimdi. Ve bir anda gözünün gördüğü her şeyin “çirkin” olduğunu…
Öyle bir çirkinlik görüsü ki delirmeye ramak kalacak kadar.
Beri tarafta da şehirdeki çok güzel kadınları katledip dünyaca ünlü tablolardaki kadınlara benzeten bir seri katil peyda olsun.
Hasılı, “estetik uyanış” ve “fazilet” üzerine düşündüren, sorgulat(y)an duru dilli bir metin ile karşı karşıyayız.
Sizi #lastravaganza ile selamlıyorum. Okuyanlara selam, okumayanlara sürpriz olsun. 
Vicdan ve Güzellik 
Ercan Başer
