Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Evet ama bu süre zarfında o bilimsel değerleri olabilecek en rezilce ve kabul edilmez maskaralıklarla süslemek zorunda kaldınız. Bu işi yarı din yarı palavra haline soktunuz. Sonuç olarak da bir rahipler hiyerarşisi ve karmaşık, anlamsız bir dizi ayin yarattınız." Hardin'ın kaşları çatılmıştı. "Ne olmuş yani? Bunun şimdiki
Sayfa 116
Varsayalım ki, bilimsel veriler Hz. Peygamber (s.a.v)buyurduğu bize sağlam senetle nakledilen bir hakikate ters düştü. İnkar mı edeceğiz? Bu iş bu kadar basit olabilir mi? Sizin bilimsel veri dediğiniz şeyin bulgu ve tespitleri tamamen zannidir. Vahiy ise kat'i bir şeydir; hilafına ihtimali olmaz. Bilim ise devamlı kendini yeniler ve yenilerken de inkar eder. Dün yok dediği şeye bugünkü imkanlarla var diyebilir; veya var dediğini bugünkü imkanlar dahilinde yok sayabilir. Şu halde, böylesine zanni ve değişken olan bilgilere vahiy kurban edilebilir mi hiç? Asla ...
Reklam
Dünyanın refah seviyesine ulaşmış, sadece ekonomik olarak değil bilim, sanat ve sporda da gelişmiş tüm ülkelerinde kadının iş ve sosyal hayata katılımı çok etkin.
Sayfa 248Kitabı okudu
HİÇBİR ŞEYİN DEĞİŞMEDİĞİ BİR GEZEGENDE YAŞAMIŞ OLSAYDIK, yapılacak pek az iş bulunurdu. Düşünüp bulacak bir şey kalmazdı. Bilimin hız kaynağı kaybolurdu. Ve eğer her şeyin rastlantısal olarak ya da çok karmaşık biçimde değiştiği bir dünyada yaşasaydık, bu kez de bir şeyler düşünüp bulma olanağı kalmazdı. Bilim diye bir şey de olmazdı aynı nedenlerden ötürü. Ne var ki, bu iki durum arasında kalan bir evrende yaşıyoruz; her şeyin değiştiği, fakat yöntemlere, örüntülere ya da doğa yasaları dediğimiz kurallara göre değiştiği bir evrende. Havaya bir sopa fırlatırsam, her defasında da yeryüzüne düşüyor. Güneş batıda batıyorsa, her zaman ertesi sabah doğuda doğuyor. Böylece belirli kurallar çıkarıp ona göre düşünebiliyoruz. Bilim yapabiliyor ve o sayede yaşamımızı daha iyiye doğru yönlendirebiliyoruz.
Endüstri Toplumunun Getirdikleri
- Endüstriyel üretim ön plana geçmiştir. - Yeni sosyal sınıflar ortaya çıkmıştır. - İş bölümü, uzmanlaşma ve standartlaşma artmıştır. - Kentleşme ortaya çıkarken cemaat hayatı gerilemiştir. - Sekülerleşme ve rasyonelleşme endüstri toplumunun alamet-i farikaları haline gelmiştir. - Sermaye birikimi ve bürokratik örgütler artmıştır. - Teknolojik gelişme ve modernleşme, endüstri toplumunun ortaya çıkışını hem etkilemiş, hem de sonuçlarından etkilenmiştir. - Bir taraftan bireyselleşme ve toplumsal farklılaşma artarken, diğer taraftan da kitle tüketimi ve eğitimi benzeşmeyi artırmıştır. - Endüstri toplumunun gelişimine paralel olarak, çoğulcu toplumlar ortaya çıkmıştır. - İşgücünün vasıf düzeyi artmış, bilim başta çalışma hayatı olmak üzere toplumsal hayatın her alanına uygulanmıştır. - Endüstri toplumları, aynı zamanda paranın ve çekirdek ailenin egemenliğinin arttığı toplumlardır.
Sayfa 143 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
Talihli bir insan olduğuma inanıyorum, çünkü bana güçlü bir iş ah­lakını ve öğrenmenin değerini telkin eden ebeveynlerim oldu. Savur’da- ki ilkokuldan Mardin’deki liseye ve İstanbul Tıp Fakültesi’ne kadar beni eğiten mükemmel öğretmenlere, Texas’ta lisansüstü eğitimimde ve New Haven’da doktora sonrası çalışmamda mükemmel rehberlere sahip olma şansım oldu.
Sayfa 38 - Tubitak Popüler Bilim Kitapları - 1. Basım Eylül 2018Kitabı okudu
Reklam
0.1 adımda hızlı okuma taktikleri
İnsanların çok çok hızlı okumasını sağlayabilir miyiz sorusunu cevaplamak için yıllarca uğraş veren biliminsanları olmuş. Bunun mümkün olduğu, ama her zaman bir bedeli olduğu ortaya çıkmış. Sıradan insanları çok daha hızlı okuma yapabilir hale getirmiş bu ekipler; biraz eğitim ve pratikle oluyormuş bu iş. Gözlerini kelime­lerin üstünde hızla gezdirip gördüklerinin bir kısmını akılda tutabiliyorlannış. Ama sonrasında okudukları şey hakkında test edildik­lerinde, ne kadar hızlı okudularsa o kadar az şey anladıkları ortaya çıkmış. Hızın artması anlayışın azalması anlamına geliyormuş. Son­rasında profesyonel hızlı okuyucuları inceleyen bilim insanları, biz­ den bariz daha iyi durumda olsalar da aynı şeyin bu insanlar için de geçerli olduğunu öğrenmiş.
Bir amip kadar ederi olmayanlara ne demeli…
Çeşitli hayat şekillerinin kalıtsal malzemesinde kaç Bit'lik bilgi birikimi vardır? Çeşitli biyolojik sorulara kaç tane evet/hayır yanıtı yazılıdır hayatın dilinde? Bir virüsün ihtiyacı olan bilgi yaklaşık 10.000 Bit'liktir; bu sayfadaki bilgi tutarı kadar. Bu bilgi bir virüse başka organizmaları hasta etmek ve kendini yeniden üretmek için gereklidir. Zaten virüsün bundan başka bir işi de yoktur. Virüse ait bilgi basittir ama çok dikkatle okunması gerekir. Bir bakteriyse yaklaşık bir milyon Bit'lik bilgi kullanır; 100 kitap sayfasındaki bilgi kadar. Bakterilere virüslerden daha yüklü iş düşmektedir. Virüsler gibi tam asalak değildir bakteriler, bakteriler yaşamak için çalışmak zorundadırlar. Bağımsız yaşayan tekhücreli bir amipin yapısı daha karmaşıktır. DNA'sında var olan dört yüz milyon Bit'lik bilgi birikimi yüzünden yeni bir amip üretebilmek için her biri 500 sayfalık seksen cilt kitaba sığacak bilgiyi karıştırmak zorundadır.
Sayfa 290 - On Birinci Bölüm - Anıların IsrarıKitabı okuyor
Bilim kurgunun teknoloji ve gelecek tasavvurunda bazı kritik öngörüler öne çıkar. Bu öngörüler beş başlık altında toplanabilir: İlki, geçmiş zamanın her anını kaydeden cihazlar ve bu cihazlarla hatıraları yönetebilme kabiliyeti olacaktır. İkincisi her birey devamlı çevrimiçi kullanacağı kontakt lensler aracılığıyla insanları ve tükettikleri şeyleri derecelendirebilme yetkisine kavuşacaktır. Üçüncüsü Büyük Veri Yapay Zekâ ile iş birliği hâlinde herkes için özel ve kişisel ve istendiğinde topluca tecrübe edilen sanal bir zaman ve mekânın alanını genişletecektir. Dördüncüsü, giyilebilir teknolojiler yoluyla sağlıktan güvenliğe yaşamın her alanında tüm ilişkiler düzenini yeniden formatlayacaktır. Sonuncusu, sağladığı bu riskli kolaylığa istinaden -biraz da kişisel verinin sınırlarındaki belirsizliklerden ötürü- mahremiyet ihlalleri ve siber suçlar artacaktır.
Atom enerjisine dayalı bu iş alanı sayesinde yeni bir mutluluk çağı tasavvur ediliyor. Nükleer bilim de boş durmuyor. Bu mutluluk çağını o herkese ilan ediyor. Nitekim bu yılın Temmuz ayında Konstanz Gölü kenarında Nobel Ödülü sahibi on sekiz bilim adamı yayımladıkları bir bildiride ifade ettiler: "Bilim ki bu modern doğa bilimidir daha mutlu bir insan hayatına götüren bir yoldur." Nedir bu cümlenin anlamı? O sükunetle durup düşünmeden kaynaklanıyor mu? O atom çağının anlamı üzerine hiç düşünmüş müdür? Hayır! Çünkü eğer bilimin bu cümlesinde yadırgatıcı bir yan bulmazsak, **çağımıza sükunetle düşünmeye dayalı derin kavrayıştan olabildiğince uzak** kalırız. Neden? Çünkü düşünüp taşınmayı unuturuz. Çünkü sormayı unuturuz: Modern teknolojinin doğada yeni enerjiler keşfetmesini ve onları serbest bırakmasını sağlayan temel nedir? Bu son birkaç yüzyıldır devam eden temel kavramlardaki bir devrimden kaynaklanır. Bu devrimle insan farklı bir dünyaya yerleştirilir. Bakış açısındaki bu esaslı devrim modern felsefede ortaya çıktı. **Bundan insanın dünyaya ve dünya içindeki yerine dair bütünüyle yeni bir ilişki doğar**. Dünya şimdi hesaplayıcı düşüncenin saldırılarına, artık karşı koyabilecek bir şeyin çıkabileceğine en küçük ihtimal verilmeyen saldırılarına açık bir nesne olarak görünür. Doğa modern teknoloji ve sanayi için devasa bir akaryakıt deposuna, bir enerji kaynağına dönüşür. İlkesel olarak teknik bir ilişki olan insanın dünya olarak dünyayla bu ilişkisi ilk kez on yedinci yüzyılda ve sadece Avrupa' da gelişti.
Reklam
İnsan bir kişiliktir fakat insanın yaptığı işin kişiliği yoktur. İnsan, sevinçleri ve acılarıyla birlikte er ya da geç ölecektir ama yaptığı iş sınırsız bir şekilde gelişen hayatın içinde kalacaktır. Bu bakımdan işçiler arasında bir fark yoktur; farklı olan sadece yaşadıklarının enginliği ve hayatta kalmış olmanın büyüklüğüdür.
Magnet'e, "Herşeyden önce şunu yadsıyamazsı­nız ki," dedi, "yaşama konforu ve bireylerin fiziksel sağlığının önemi konularında zamanımız tüm geçmiş çağları çok büyük ölçüde aşmakta. Toplumun her ka­tının kültürün avantajlarından aynı ölçüde yararlana­ bilmesi, bilim doğanın güçlerini bu derece iyi kulla­nabilmese ve iş mekanizmalarını herkesin insani bir yaşam biçimi sürdürebileceği ölçüde bu güçlere yüklemiş olmasa mümkün olur muydu? Farklı tabakala­rın birbirine yaptıkları kanlı devrimleri önleyebilmek, tüm meslek gruplarının barışçıl bir şekilde beraber çalışma ortamının, insan doğasının bireysel farklı­lıkları yüzünden o farkların hep yeniden dengelen­mesini geçerli kıldığı anlayışı her taraftan birden bizi sarmasaydı, mümkün olabilir miydi? Sadece toplu­mun tarihsel gelişiminin bağlamını ve etki alanlarının birbirine geçmişliğini kavrayabilmek muhtaç durum­ da olan birisini kendi gücüyle yapabileceği işle yetin­meye sevk edebilir. Ve aynen bunları kavramak ise zengin ve güçlü birisinin gücünü kötüye kullanmama­sını ve modern endüstri ve teknolojinin faydalarından gerçekten herkesin yararlanabilmesi için özgür irade­siyle kazancını belli sınırlarda tutmasını sağlayabilir. Ve ... "
Hava arabaları gidip geliyor, duvarlar boyunca uzanan büfelerin önünden iş adamları ve turistler geçerken çeşitli yemeklerin evrensel-güç-haplarını kapmak için itişip kakışıyorlardı. Bu haplar sayesin­ de birkaç saniyede pek çok çeşit yemeğin tadı çıka­rılabiliyordu. Zamanı o kadar değerli olmayanlar ise salonun ortasındaki süslü masalarda oturuyorlardı. Her koltuğun üzerinde menüyü oluşturan birkaç düğ­me bulunuyor, bu düğmelere basılmasıyla birlikte ise "Kurul, sofracık" masalındaki gibi siparişi verilen ye­mek masanın altından beliriveriyordu.
Bilimin Balı' da doğmuş olmasının akla yatkın açıklamalarından birini Jared Diamond'un Guns, Germs and Steel (Tüfek, Mikrop ve Çelik) adlı kita- bında bulmak mümkündür. Diamond kitabında bilimin niçin ilk önce Ba- lı' da ortaya çıkhğım ve niçin sonunda dünyanın her yerinde, hatta Bah'nın diğer kurumlarına hasmane tavır
Sayfa 53
Suyun yaşam için (kelimenin tam anlamıyla) hayati olmasının en önemli nedeni, yaşamın bir çözücüye ihtiyaç duymasıdır-kimyasalların çözüneceği ve kimyasal tepkimelerin gerçekleşebileceği bir ortama. Su, açık ara farkla bu iş için en iyi sıvıdır; amonyak listenin hemen ikinci sırasında yer alır ama suyun diğer özelliklerini taşımamaktadır. Suyun yaşam için en önemli ikinci özelliği, her molekülünün manyetik kutupluluğunun olmasıdır. Başka bir deyişle, bir su molekülünün bir ucu çok zayıf bir manyetik kuzey kutup gibi, diğeri de yine çok zayıf bir manyetik güney kutup gibi davranır. Bu özellik moleküller dünyasında neredeyse eşsizdir. Bu kutupluluk sadece su moleküllerini değil, suda çözünen molekülleri de belli şekillerde dizilmeye teşvik eder ve bu, yaşam için elzem olan aminoasit moleküllerinin şeklini belirleyen etmenlerden biridir.
Sayfa 103Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.