Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SD - Sosyalist Devrim
SD'ciler ise TİP içindeki hakim olan klasik batıcı Marksist tezleri savunmaktadır. Türkiye halihazırda kapitalist bir ülkedir ve bağımsızlık mücadelesini değil, işçi sınıfı önderliğinde bir Sosyalist Devrim'e ihtiyaç vardır.
1922 yılı Alman işçi sınıfı üzerinde etki kurmak için rekabet eden her iki ana parti için de tatmin edici bir yıl olmuştu. Sosyal Demokrat liderler gevşeyip rahatladıklarını hissetmişlerdi; artık iç savaşın sınıf uzlaşmasını tehdit ettiği telaşlı yıllar geçmişte kalmıştı. Bu daha az çalkantılı zamanda, Bağımsız Sosyal Demokrasi'den geriye kalanlar, sonbaharda iki parti arasında bir birleşmeyi mümkün kılacak kadar büyümüştü. Bu ise yeni birleşmiş Sosyal Demokrat Parti'ye güçlü bir parlamenter etki ka- zandırdı - Reichstag'daki 466 sandalyenin 170'i. Dahası, sendikal bürokrasiyle ilişkileri kolaylaştırdı: Bürokrasi artık iki rakip sosyal demokrat parti arasında bölünmüyordu. Bavyera'da bile Sosyal Demokratlar bazı alanları sağdan geri aldılar. Ve yılın bitimine kadar, Sosyal Demokratların katılımı olmadan hiçbir ulusal hükümet uzun süre ayakta kalamaz gibi görünüyordu
Reklam
104 syf.
6/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Kitap, George ORWELL ın 2. Dünya savaşı zamanındaki siyasi fikirlerini ele alıyor. Ben yazarlık, okurluk üzerine bir kitap olduğunu zannederek almıştım. O zamanın yok İngiliz işçi sınıfı, yok sosyalizmi, nazizmi vs derken aradığımı bulamadım.
Neden Yazıyorum
Neden YazıyorumGeorge Orwell · İthaki Yayınları · 20211,140 okunma
Çok zor geçen önceki yıl büyük proleter(işçi sınıfı) kitleleri açlık sınırının altına itmişti.
Sayfa 227Kitabı okudu
Titocu Yugoslavya’da karışıklık hüküm sürmektedir. Belgrat'lı yiğit öğrenciler, bu alçaklıklara karşı ve bu büyük ihanetlere karşı isyanla şahlandılar. Tito'nun rejimi temellerine kadar sarsıldı. Gaz bombaları ve UDB polislerinin copları harekete geçirildi. Kahraman öğrenciler faşist şiddete devrimci şiddetle karşı koydular. Zafer öğrencilerin oldu. Tito boyun eğdi, ama yalan söyledi, aldattı ve alışkanlığı üzere sahtekarlık yaptı. Fakat Tito kimseyi ikna etti mi? Hayır. Bütün mamuslu Yugoslavlar, bu durumu Tito'nun yarattığını, durumu düzeltmek için devrimin demirden süpürgesinin kullanılması gerektiğini ve bunun dönekler, satılmışlar, ajanlar ve uluslararası sermayenin pis uşakları tarafından değil de, devrimci Marksist-Leninistler önderliğinde Yugoslavya işçi sınıfı ve halkları tarafından yapılması gerektiğini biliyorlar.
Demek ki, işçi sınıfı kendi kemerini sıkarak, aşırı tüketime mahkum edilmiş burjuvazinin midesini ölçüsüzce genişletti.
Reklam
Ocak mücadelesinden çıkan dersler.
osa Luxemburg, öldürülmeden önce kaleme aldığı son makalede, yenilgiden, 'Berlinli kitlelerin güçlü, kararlı, saldırgan tutumu ile, Berlin liderliğinin ikircikli, çekingen, kararsız tutu-mu arasındaki çelişki'yi sorumlu tutuyordu. Rosa'nın haklı olduğuna hemen hiç kuşku yok. Eğer ortada güçlü bir devrimci parti olsaydı, Berlin işçi sınıfı, Ebert, Noske ve generallerin kurduğu tuzağa düşmezdi. Eğer ortada güçlü bir devrimci parti olsaydı, hareketin genel liderliği, kendi önerisine rağmen fiilen başlatılan bir ayaklanmada devrimci güçler arasında gerekli koordinasyonu sağlayabilirdi. Fakat ortada böyle bir parti yoktu.
Devletler evrensel temel gelir yerine hizmet uygulamasını finanse edebilir. İnsanlara istedikleri şekilde harcayacakları bir maaş vermek yerine bedava eğitim, bedava sağlık hizmeti, bedava ulaşım gibi hizmetler sağlanabilir.Bu esasen ütopik bir komünizm tasavvuru. İşçi sınıfı devrimini başlatma fikri miadını doldurmuş olsa da komünizmin amacını başka şekillerde gerçekleştirmeyi hedefleyemez miyiz?
Endüstri temasını Türk edebiyatında ilk kez Na­zım Hikmet işlemiştir. Türk sanat yapıtlarının sayfaların­ dan işçi sınıfı şairinin sesi ilk kez onunla duyulmuştur. Aşk ve doğa temalarının şiirleştirilmesine karşı, şair, gö­züpekçe, emeğin şiirleştirilmesini koymaktadır.
Birbirine rakip emperyalist güçler, Fas'ta, Doğu'da, Güney Afrika'da, Orta Doğu'da, ve özellikle de Güneydoğu Avrupa'da birbirleriyle rekabet içindeydiler. Yerel güçlerin birbirleriyle sürtüşmeleri, bir noktada, rakip emperyalist merkezleri birbirine düşürecek kıvılcımı çakabilirdi. Beklenen patlama, bir Sırp milliyetçisinin Avusturya arşidükünü bir suikast sonucu öldürmesiyle ortaya çıktı. Avusturya, Sırbistan'a karşı cezalandırıcı eylemlere girişti; Rusya, Sırplara arka çıktı; Almanya hemen Avusturya'nın yanında yer aldı; Fransa Rusya'ya destek verdi; İngiltere, Almanya'yı olduğu yerde tutmak beklentisiyle Fransa ile aynı safta savaşa girebilmek için Belçika ile 80 yıl önce imzaladığı bir antlaşmayı bahane ederek sürece dahil oldu. Kapitalizmin kırk dört yıllık 'barışçıl genişleme süreci, insanlık tarihinde bugüne kadar görülmüş en korkunç savaşın hazırlayıcısı olmuştu. Onyıllarca Prusya devle- tinin ve Alman işçi sınıfı hareketinin düşüncesini belirlemiş istikrarlı koşullar, köklü biçimde değişmeye başlamıştı.
Reklam
İşçi sınıfı ve müttefikleri nasıl iktidara gelebilir? Barışçıl ve parlamenter yolla mı? Yoksa devrimle mi? Marksist-Leninistleri modern revizyonistlerden ayıran temel sorulardan biridir bu.
İşçi sınıfı ve partisinin kendi burjuvazisininkinden farklı bir sınıfsal bakış açısı yoksa Marksizm-Leninizmden de bahsetmenin gereği yoktur.
368 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Amerikalı gazeteci ve sosyalist John Reed'in 1917 yılında Rusya'da gerçekleşen, kendisinin de bizzat tanıklık ettiği Ekim Devrimi'ni anlattığı kitabının adıdır... Kitabını tamamladıktan kısa süre sonra 1920 senesinde hayatını kaybeden..
John Reed
John Reed
çok genç yasta aramızdan ayrıldı..
Dünyayı Sarsan On Gün
Dünyayı Sarsan On Gün
” Ekim Devrimi'nin ilk 10 gününün
Dünyayı Sarsan On Gün
Dünyayı Sarsan On GünJohn Reed · Yordam Kitap · 2017405 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.