Gazzâlî, isim, müsemma ve tesmiye konusunu izah ettikten sonra Esmâillahi'l-Hüsnâ şerhine başlıyor. Söz konusu izahat, biraz kafa karıştırıcı. Şerh kısmı ise bir o kadar (bazı isimler hariç) hızlı ve yüzeysel geçiyor. Kitabın son kısmında yürütülen Allah'ın kaç ismi olduğu ve Allah'a isim verilip verilemeyeceğine yönelik tartışma da önemli.
Kitabı okurken, Allah'ın isimlerini bilmenin hem zor hem de ürkütücü bir şey olduğunu hissettim. Çünkü bu bilmek, "O oldum." demeye götürebiliyor insanı. Bu da Gazzâlî'nin izah ettiğine göre birkaç mânâya geliyor ki bunlardan yalnızca biri kişiyi küfürden korumuş oluyor. Dolayısıyla âlimleri, velîleri düşünürken nasıl zorlu bir sülûk içinde olduklarını sezdim ve kalbim bununla ürperdi.
Bizlerin güç yetirebileceği bir iş olmadığı aşikar. O yüzden biz yine şaire kulak verelim ve Allah'ın ahlâkı ile ahlaklanmaya gayret edelim, vesselam.
Bir gün sana Leylâ'yı sorarlar ey gönül
Leylâ'daki mânâyı sorarlar ey gönül
Esmâyı ha bildin ha bilmedin ne çıkar
Ukbâ'da Müsemmâ'yı sorarlar ey gönül