Neye mâl olursa olsun, yaşamanın anlamı, güzel görünüşleri ve şekilleri; belki güzellik dolu gönülleri kurtarmaktı. Güzellik insana peşin verilmiş bir cennetti ve sultanlar güzele bakar, gönüller güzele akardı.
İki parçaydı hakikatte güzellik ve her parça diğer yarısına aşık. Onunla sevilen sevene ders okutur, onunla sevgi ilmiği kilim dokuturdu. Aşk mektebinin kitapları ve defterleri, atölyeleri ve ezberleri hep onu söylerdi satır satır.
Reklam
Gül Deyince Kalem Elden Düşüyor
Bir milyon adı varsa aşkın, bir eksiğiyle hep Gül'den alır ilhamını. Kağıt,kalem ve kitap... Söz, kelâm ve hitap... Her suret ve her şekilde Gül'e mâhkum.
Zaten şu dünya da bir göz yumup açıncaya değil mi? Çıplak ve fakir bir zavallı olarak geldiğin şu dünyada sultan olsan ne yazar?... Ancak ki ruhun iman ışığında sultanlar gibi yaşasın!... Gerisi boş vesselam!...
Göz kalbe iletiyordu güzelliği ve kalpte bir kıvılcım tutuşuyordu. Bu kıvılcım hem ışık, hem ateş olma potansiyeline sahipti. Işık olmanın yolu ateş olmaktan geçiyordu.
Galiba varlığın çekim alanına giren en ulvi acıydı aşk; ve maddeyi manaya veren en cömert sancıydı.
Reklam
1,000 öğeden 861 ile 870 arasındakiler gösteriliyor.