Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"-İslam fikriyatına bağlı sosyal realitelerden ve hususi yetlerinden feragat eden İslam dünyası halklarının yeniden bir bütünlük ve özellik sahibi olacağını beklememeliyiz.Çünkü İslam inanç ve düşüncesindeki aşamalı zayıflama ve bunu zorunlu olarak takib edecek olan bozulma ve çöküntü her sahaya yayılacak, netice olarak da dini ruh yeniden teessüs edemeyecek şekilde temelinden sarsılacaktır."Chatelier
Sayfa 131
Roma hristiyanlığı, daha doğrusu katoliklik, Yahudilik, islam ve Protestanlık gibi kitap dini değildir, bir ‘’traditio‘’ yani aktarma dinidir
Reklam
Weber'in kendisi ... İslam'ı çalışkan emekçilerden ziyade işgalcilerin ve yağmacıların dini olarak görü­yordu. Weber'e göre İslam, kapitalizmin önünde bir engeldi, çünkü yalnızca cihadı ve dünyevi zevklerden uzak bir yaşamı teşvik edi­yordu.
Sayfa 16 - Ufuk YayınlarıKitabı okuyor
İslam dininin Arapların değil , bütün insanların dini olduğu , kim ne kadar hizmet ederse o kadar şeref bulacağı bir kez daha onunla vurgulandı. Zira Nureddin Zengi bir Türktü. Salahaddin de Kürttü. İslamın ırkı olmadığı onlarda görüldü . Kimlerden olduğun değil ne yaptığın önemli idi.
Şeriat , dinimizin uygulamaya ait hükümleridir. Hattâ, en geniş anlamıyla, dinin ta kendisidir. Şeriatsiz bir İslam oluşturmaya çalışmak dini yıkmak demektir.
Ebû Ümâme radıyallahu anh anlatıyor: “Rasûlullah Aleyhissalâtu Vesselâm buyurdular ki: “Yok edilmezden önce şu (dini) ilmi öğrenmeniz gerekir. Onun yok edilmesi kaldırılmasıdır.”
Reklam
İslam siyasallaşınca siyasi gücü elinde bulunduranlar dini çıkarlarına uygun bir şekilde yapılandırmaktan çekinmemiştir.
Din, iman, Kur’an ve sünnet ilimleri ruhen ve mânen yüksek karakterli gençlere öğretilmelidir ki onlar hem bildikleri ile amel etsin hem de dini şahsi menfaat ve çıkarlarına alet etmekten ateşten kaçındıkları gibi kaçınarak tam bir ihlâs ile dine hizmet etsinler.
Mobbing Bank Diyor ki;
Beton Çıbanlar Yetişti Patladı Patlayacak İstanbul'a biz kötülük ettik biz! Kim dedi? İstanbul büyükşehir belediye başkanı olup sonra küresel proje ile ülkemizi yirmi yılda bu hale getiren zihniyet. Gün gelecek bu beton çıbanlar patlayacak altında kimler kalacak? Beton çıbanlar patladığında her taraf leş kokacak canlı ölü leşi gibi.
Vahyin muhatabı akıldır. Akılla kavranmayan vahiy imana dönüşmez. İman etmek emin olmayı, emin olmak bilgiyi, bilgi ise aklı gerektirir. Vahyi tasdik etmek ve ona teslim olmak, insanın kendi aklı ile olmazsa iman gerçekleşmez. Aklın olmadığı yerde şirk vardır. Dini olup da aklı olmayanın, aklı olup da dini olmayandan; diğer bir deyimle kendi aklı ile iman etmeyenin, kendi aklı ile inkar edenden bir farkı yoktur.
Reklam
Kim dünyayı dinine tercih ederse, her ikisini de mahvetmiş olur. Kim de dini için dünyasını terkederse, her ikisini de kazanmış olur.
Paragraf komple müthiş ❥
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Türkiye kendi İslamî kimliğinden vazgeçse tehdide maruz kalmayacak. Türkiye'de ekseriyet dini, modernitenin çizdiği sınırlar içinde anlar; halbuki din, medeniyetin kurucu unsurudur. Bir medeniyeti ya bir din kurar ya da din gibi algılanan bir felsefi doktrin kurar. Burada iman edilen bir felsefi doktrini kastediyorum. Modernite de bir tür dindir. bir medeniyet doktrinidir. İçerisinde Hıristiyanlığa da, Islama da ancak onun çizdiği sınırlar dahilinde kalmak şartıyla yer vardır. Türkiye'de bu sınırlara uymayan bir İslam tasavvuru var. Dolayısıyla buradan bir çatışma doğuyor. Modernite, hayatı doğum ve ölüm arasında sınırlandırıyor. Buradan hız ve haz çıkıyor. Müslümansa ebedi hayatı hayata katıyor, hatta öncesini, kalubelayı dahi katiyor. Erzurumlu İbrahim Hakkı, "Dünyaya geldim gitmeye," diyor. Modernite için gitmek, bitmek demek ve gitmenin ötesi bir muammayken Müslüman için öyle değil. "Hayat-ı cavidanı bir şeyh-i kâmilden sual ettim/ Ölümden evvel ölmektir deyince intikal ettim" dizeleri, ölünün ihtirassızlığından yola çıkarak insanın yapmak zorunda olduğunu, ancak ihtiras sahibi olmaktan kaçınılması gerektiğini ifade ediyor. Moderniteyse ihtiras üzerine kuruludur. Dayanağı kendi varlığıdır ve o varlık modern insana, "Önce ben, hep ben," dedirtir. Müslüman'ın varlığıysa nefes alırken bile "Hû" der.
Ne büyük sadakat ve teslimiyet. Hz. Ebû Bekir (Ra)
"Kime bu dini arz ettiysem çoğu düşündü, tereddüt etti, bir müddet sonra kararını açıkladı... Ama Ebû Bekir hiç tereddüt etmeden hemen kabul etti,"
Her Müslümanın ara sıra kendisine, bu hafta Allah'ın kaç kişiyi kendi eliyle hidayete erdirdiğini sorması gerekir. Allah'a davet için kaç kişiye gittin? Akrabalarını, komşularını, anne ve babasını, İslam'a çağırıp çağırmadığını sorması gerekir. İslam'ı anlama, onunla amel etme ve onun için çalışma yönünde adım attı mı? Bu
Birey, çalışmanın dışında eylemlerle kendini dindar kılamaz. Yani, yeryüzünün imarına yönelmemiş, Allah'ın mahlukatının rızklarını sahiplerine ulaştırmaya teksif olmamış insanların bireysel yahut toplumsal olarak "dinî kurtuluş"larını sağlamak adına İslam'ın menasiklerini yerine getirmeye yönelik "kapanışları" dindarlık sayılamaz. Bilakis bunlar dindışı olanı simgeler. Bu anlamda çalışma, dini varoluşun, ibadetin, hayatın kendisidir.
Sayfa 130 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.