Batı kelimesinin aynı zamanda dinî bir anlamı var. Hıristiyanlığın ana yurdu olarak görülen Batı, aslında köken itibariyle pagan bir geçmişe sahip. Doğuda yani Kudüs ve civarında ortaya çıkan Hıristiyanlık, Avrupa'da yayıldıktan sonra "Batı'nın dini" haline geldi.
"Batı" kelimesine baktığımızda farklı birtakım sorunlarla karşılaşıyoruz. Öncelikle kelimenin modern zamanlarla yaşıt olduğunu ifade edelim. Her ne kadar "occident" (batı) kelimesi "güneşin battığı yer" anlamında Avrupa dillerinde XIV. yüzyıldan beri kullanılıyorsa da, kelimenin modern mânasını XVIII. yüzyıldan itibaren kazanmaya başladığını görüyoruz
Reklam
İslâm dediğimizde, hem bir inanç sistemini hem de bir kültür ve medeniyeti kastediyoruz. Gerek Ortaçağ'da gerekse bugün İslâm kelimesi, İslâm'ın bu iki yönüne atıfta bulunur.
İslâm medeniyeti ve kültürü dediğimiz şey de bu ilkelerin müslüman aktörler elinde zamana ve mekâna nüfuz etmiş, ete kemiğe bürünmüş halinden ibarettir. Nasıl ki medeniyet, bir dünya görüşünün zaman ve mekân koordinatlarında hayat bulması ve "maddî" bir nitelik kazanmasıysa, aynı şekilde İslâm medeniyeti de İslâm dünya görüşünün böyle maddî ve tarihî bir kimliğe bürünmesidir.
Uygarlık bilhassa analığı küçük düşürmüştür. Satış, mankenlik, mürebbiyelik, sekreterlik, temizlik işleri gibi meslekleri analık vazifesine tercih etmiştir. Uygarlık analığı kölelik ilan ederek kadına ondan kurtulmayı va’d etmiştir. Ne kadar kadını ailesinden ve çocuklarından ayırarak (o “kurtararak” diyor) memur veya işçi yaptığını iftiharla belirtiyor.
Sayfa 245 - YarınKitabı okudu
Bütün uygar memleketlerde, doğumlarda bir duraklama veya gerileme kaydedilmektedir. Sebebi kısmen annelerin durumu, kısmen de rahat, külfetsiz bir hayat sürmek arzusudur (bu da dinî ve kültürel değerlerin yıkılmasının doğ­rudan doğruya bir neticesidir.)
Sayfa 244 - YarınKitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.