D’Anville, bildiğim kadarıyla, el-Bīrūnī’nin adını ve astronomik eseri el-Ḳānūn el-Mesʿūdī’yi anan ilk Avrupalı bilgindir.
Hatta Johannes Gravius tarafından 1652 yılında ilk edisyonları ve Latince çevirileriyle birlikte ünleri Avrupa’da yayılan Naṣīreddīn eṭ-Ṭūsī ve Ulūġ Bey’in çizelgelerini de gözden kaçırmamıştır.
Reklam
Matematiksel coğrafyanın basit yöntemleri ve Avrupa’nın el Ferġānī’nin astronomi elkitabının defalarca çevirisi yoluyla öğrendiği sayısal değerleri Albertus Magnus (yaklaşık 1200 1280)’da açıkça görülmektedir.
Muhammed b. Cabir El- Battani'nin astronomi elkitabı hemen hemen aynı zamanda, ilk kez Tivolli Plato'nun çevrisi olarak Avrupa'ya ulaşmıştır.
Müzik teorisi alanında, filozof Ebū Naṣr el-Fārābī (ö. 950)’nin İlimlerin Sayımı [İḥṣāʾ el-ʿUlūm] isimli eserinin Latince’ye çevirilmesinin sebep olduğu teşvikler etkili olmuştur. Bu kitap vasıtasıyla Batı dünyası 12. yüzyılın ortalarında, musica mundana, humana ve instrumentalis (evren, insan ve enstrüman müziği) bölümlemeye ek olarak musica speculativa ve activada (teorik ve pratik müzik) bir başka bölümlemeyle tanıştı.
Bu toplu bakışta anılacak olan 10./16. yüzyıl başarılarından birisi 1575-1580 yılları arasında Osmanlı Sultanı III. Murat tarafından İstanbul’da kurulan büyük rasathanedir. Böyle bir rasathane kurma fikrini sunan kişi çok yönlü bir bilgin olan Taḳiyyeddīn Muḥammed b. Maʿrūf er-Raṣṣād’dır. Bu bilgin, çok büyük boyutlarda imal edilmiş yeni aletlerle, “yeni bir gözlem tarzı” (raṣad cedīd) yardımıyla köklü bir şekilde tashih edilmiş sonuçlar elde etmeyi hedeflemekteydi. Suriye ve Kahire’deki ikametinden sonra İstanbul’a göçen Taḳiyyeddīn tarafından muhtemelen ilkin Arapça dikte ettirilen ve bize Türkçesiyle ulaşan kitap, bu rasathane ve aletleri hakkında bilgi vermekte, o zamana değin bilinmeyen boyutlardaki 8 gözlem aracının tanıtımını ve resimli tasvirlerini içermektedir. Bunlardan iki tanesinin bizzat Taḳiyyeddīn tarafından icat edildiği anlaşılıyor.
Reklam
İbn Ḫaldūn pek çok kişi tarafından sosyoloji ve tarih felsefesinin kurucusu görülmüştür. Bazı araştırmacılar da İbn Ḫaldūn’da, bütün bilim dallarının temel problemlerinin işlendiği görüşüyle yetinmişlerdir.
Kopernik’in Ay modeli İbn eş-Şātır’ın Ay modeliyle aynıdır.
Küresel trigonometrinin bu üçüncü temel teoremi ile İbn el-Heysem, François Viète’in (1593) öncüsü olarak görülmektedir. Yazar, Schramm’la şu konuda aynı görüşü paylaşmaktadır: Gerçekten İbn el-Heysem doğa bilimine yeni bir ele alış ve onu Yunanların doğa araştırmalarından açıkça ayıran Galilei dönemini aşarak modern deneysel fiziğe bağlayan metodu ilk defa getiren kimsedir.
El-Ḫayyām’ın dikkat çektiği hususlardan birisi de, ikinci dereceden denklemlere indirgenemeyen kübik denklemlerin genel olarak dairenin özellikleri yardımıyla yani pergel ve cetvel yardımıyla çözülemeyeceğidir. Bu düşünce sonraları René Descartes (1637) tarafından dile getirilmiş fakat doğruluğu ilk olarak Pierre Laurent Wantzel (1837) tarafından ispat edilmiştir.
197 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.