Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zulmü alkışlayamam, zâlimi aslá sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ, boğarım... -Boğamazsın ki! -Hiç olmazsa yanımdan koğarım. Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam; Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam. Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle, Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle. Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir, belki, fakat çekmeye gelmez boyunum. Kanayan bir yara gördüm mü yanar tå ciğerim, Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım. Zâlimin hasmıyım amma severim mazlûmu...
Mehmed Akif
Mehmed Akif
Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle, Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle. Kesilir, belki, fakat çekmeye gelmez boyunum. Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım. Zalimin hasmıyım amma severim mazlûmu... İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?
Reklam
Bediüzzaman. Eğer insanlar dinlerinin zaruriyatini öğrenmek için başvurdukları kitaplarda doğrudan doğruya Kur'an'a yönlendirilmiş olsalardı, kaynağın kudsiyeti onların vicdanlarını uyandıracak ve harekete geçirecekti, diyordu.
Sayfa 114Kitabı okudu
"Mekan ve makamların değeri orada bulunanların değer ve şerefi ile ölçülür" anlamına gelen Arapça güzel bir deyim vardır: Şerefu'l-mekân bi'l-mekîn.
Sayfa 158Kitabı okudu
Reklam
Bir keresinde de "öfkelenecek, kızacak, tenkid edecekseniz; akşamdan akşama evinde demlenenlere değil, çünkü onların zararı kendilerinedir, siz dükkanında terazinin başında eksik tartan, hile yapıp halkı aldatan sakallı hacılara kızın, öfkelenin. Bunların yaptıkları doğrudan halka, topluma zarar vermektir" diye, haklı olarak bir yönlendirmede bulunmuştu.
Sayfa 176 - Mahir İzKitabı okudu
Öte yandan toplumda "şeriat" gibi dinî terimlerin dillendirilmesinden rahatsızlık oluşuyorsa, fitneye sebep olmadan gerçeği anlatmanın yollarını bulmak bu işin görevlilerine düşer. Onların yetişmişliklerini alâkadar eden bir konudur der, sonra da "şeriat diyeceğinize hak deyin hak. Çünkü hak şeriattır, şeriat da hak demektir" diye misal verirdi.
Sayfa 176 - Mahir İzKitabı okudu
Farz olan görevlerin ihmal edildiği bir ortamda millete nåfileleri öneren hocaefendiler için "böylelerinin maaşına zam, vazifesine son vermek lazımdır" diye kükrediğini daha dün gibi hatırlıyorum.
Sayfa 176 - Mahir İzKitabı okudu
Safahat, hayatın içinde olaylar arasında pratik değerlendirmeler içeren eğitim kitabıdır, öğretim/ders kitabı değil. Askerin talimnamesi gibi yaşarken eğitir, öğretir.
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
Hayatta olup bitenler karşımıza bölümler halinde çıkmazlar; Kur'ân da bize derslerini birbirinden kesin hatlarla ayrılmış bölümler halinde vermez. Kur'ân'ın sayfalarında hayatın bütününü bulursunuz.
Sayfa 117Kitabı okudu
İnsanların dinde gösterdikleri ihmal ve gevşekliğin sebebi olarak şeriat kitaplarının Kur'ân'a ayna olacakları yerde -"mukallitlerin hatásı yüzünden" - perde halini almış olmasını gösteriyordu Bediüzzaman. Eğer insanlar dinlerinin zaruriyatını öğrenmek için başvurdukları kitaplarda doğrudan doğruya Kur'an'a yönlendirilmiş olsalardı, kaynağın kudsiyeti onların vicdanlarını uyandıracak ve harekete geçirecekti, diyordu. Bediüzzaman'ın bu problem için sunduğu iki çözümden birisi "şeriat kitaplarını şeffaf bir tefsir suretine çevirip içinde Kur'ân'ı göstermek" idi. "Bir adam İbni Hacer'e nazar ettiği vakit, Kur'ân'ı anlamak ve Kur'ân'ın ne dediğini öğrenmek maksadıyla nazar etmeli. Yoksa İbni Hacer'in ne dediğini anlamak maksadıyla değil" diyor.
Sayfa 114Kitabı okudu
Araplar "Söz ruhdan çıkarsa ruha girer; ağızdan çıkarsa kulağın hudûdunu aşmaz" derler ki, ne kadar doğrudur!
Sayfa 109Kitabı okudu
"Hiç şüphe yoktur ki, insanların pek çoğu daima şahsî hayatıyla uğraşır, meşgul olur. Şahsî hayatı dışında bir şey tasavvur edip düşünemez. Bazı adamlar da cemiyet hayatına gönül verirler. Bütün fikirleri, bütün mülahazaları, düşünceleri, bütün üzüntüleri, emelleri hep diğer insanlar ve toplum için olur."
Sayfa 107 - Alem-i İslam, Seyyah Abdürreşid EfendiKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.