Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
14 yıllık saltanat
Küçük'ün türbesi on dört yıl faaliyet gösterdi. Küçük ,kazandığı onlarca müridin sırtından milyarlarca TL kazandı ve çalışmadan yaşadı. İddiaya göre çocukları istismar, kadınları taciz, emirlerine karşı gelenleri tehdit etti...
Şükrü B.'ye göre Küçük, kadınları emellerine alet ediyordu. Buna rağmen kadınlar "Şeyh sarılıp öperse günahlarımız dökülür," diyordu.
Reklam
Takva-matik
Keramet gösterileriyle ululardan bir ulu haline gelen Küçük, servetini büyüttü. Başlangıçta türbenin yapımı için her müridinden aylık yüz Euro alırken, zamanla aidat sistemine geçti... Müritlerine "Bu paralar, geçmişteki günahlarınızın kefaretidir. Böylece takvamız yükselecek," dedi. Dünyamil Kayiş'ten aylığının yüzde onunu isterken, "Maaşınıza haram karışıyor," dedi. Dünyamil'in Küçük'e bağlılığı, eşi Nazmiye Kayiş'ı çıldırtıyordu. Kayiş, "Kocam bana ekmek parası vermez, ona verirdi," diye feryat ediyordu...
"Birkaç sure biliyorum, o kadar"
Küçük'ün yıllar öncesinde kalmış kısacık tarikat görgüsü, şeyhlik postuna oturmasına yetmiş de artmıştı. Evliya olduğu dilden dile söyleniyor; 34 yaşındaki adamdan "üstat" ve "mübarek zat" diye söz ediliyordu. Müritleri, Küçük'ü cuma namazında mescitte görmeyince, "Şeyhimiz cumayı Kabe'de kıldı," diye övünüyordu. Oysa Küçük, namaz kılmıyordu. Zaten Küçük'e göre dini bilgisi birkaç sureden ibaretti: "Kimseyi dinî istismar edecek kültüre sahip değilim. Kur'an okumasını, Arapça dahi bilmiyorum. Birkaç sure biliyorum. Bu kadar zeki insanı etrafımda Belkız ve eşi topladılar. Bunu inkâr etmek mümkün değildir."
Dua Bilmeyen Şeyh
Recep Küçük, Gökköy'ün yerlisi değildi. Aslen Elazığlıydı. İlkokuldan sonra okumamıştı. 1980'li yıllarda Ankara'da yaşarken bir tarikata katıldı. Kısa süren bir müritlikten sonra askere gitti. askerlik dönüşü Balıkesir'e yerleşti... Recep Küçük, o tarihte 34 yaşında olmasına rağmen, dini öğüt ve vaazlarıyla Belkız Ailesi'nin kalbini azandı. Dualar okuyup "Sabredin," dedi... Köylüden duyduğuna göre Gökköy'deki Dedebayırı adlı merada bir yatır; yatırda, Derviş Abdurrahim diye ululardan bir ulu, ermişlerden bir ermiş vardı. Diyanet İşleri Başkanlığı envanterinde böyle bir yatırın kaydı yoksa da... Mehmet Belkız, ikna olmaya dünden hazırdı: Recep, "Bu zatın bizden bir isteği var. Bizden buraya türbe yapmamızı istiyor," dedi. Biz de çaresizdik. "Elimizden geleni yaparız," dedik. Onun önderliğinde, maddi durumum da o zaman iyiydi, inşaata başladık.
"Ne Hocası, Ben Alkoliğim"
"Hocalıkla veya imamlıkla bir işim yoktur. Alkol kullanmaktayım. Kur'an okumasını, bahurun ne işe yaradığını bilmem. Arapça yazı okuyamam ama konuşabilirim." Nevzat Açıkgöz, 12 Nisan 2013'te verdiği bu ifadeden sonra tutuklandı.
Reklam
Eski vekili de dolandırıldılar
Akın Yolcu, yine sahnedeydi. Babasından ötürü tanıdığı Abdulaziz Yazar'ı bürosunda ziyaret etti. Heyecanla, "Karaağaç'taki evinizi sattınız mı? diye sordu. Yazar, "Satılığa çıkardım, fakat satmadım," dedi. Yolcu, "Aman satmayın," dedi, "Nevzat hocamız, bu evin çok hayırlı olduğunu söyledi. Sizi tanıştırmak istiyorum." Yazar, üç gün sonra Açıkgöz'ün evine gitti. Açıkgöz, Kur'an okumayı bitirip misafirini karşıladı. Okunmuş kahve ile şerbet ikram etti. Yazar'a "Allah'ın çok sevdiği kulusunuz. İnsanlara çok yardım etmişsiniz. Allah size yeraltı aslanlarıyla hediye gönderdi. Evinizin altı tonlarca altınla dolu," diye müjde verdi. Yazar, "Bu işi devlet yapsın, Devlet, belli bir miktarını bize verir. Hisseniz neyse, size öderim," dedi. Açıkgöz, "Bizden başkası duyarsa yeraltı aslanları yok eder. Seni ve aileni rahat bırakmaz," dedi..
Cin çarpma oyunu
Açıkgöz, "Siz gidin. Dua okuyacağım," diyerek, Gümüş'ü uzaklaştırdı. Yirmi dakika sonra kutuları eve taşıttı. "Sakın ha, ben yokken eve girme, cinler çarpar ve ailene zarar verir," diye tembihledi. Dört gün sonra Açıkgöz, "Altınların olduğu katta cinlerle görüşeceğim," dedi. Bedi Gümüş, anlatıyor: Takır tukur sesler gelmeye başladı. Açıkgöz, elinin biriyle karnını tutarak ve duvara yaslanarak, yaralanma süsü vererek aşağıya indi. Üzerinde kana benzer bir sıvı vardı. "Ne oldu?" diye sordum. "Susun, konuşmayın. Beni hemen eve götürün," dedi. Evden çıktık.
Açıkgöz şebekesi
Açıkgöz; oğlu Serkan, damadı Mehmet Uysal, damadının arkadaşları Vedat Saçan ve Akın Yolcu' dan oluşan dolandırıcılık şebekesi kurmuştu. Savcılık kaydında "1959 doğumlu, dört çocuk babası, emekli ve çiftçi," diye geçen Açıkgöz, soyadının hakkını veriyordu. Açıkgöz'ün cinleri, Şubat 2012'de, 1961 doğumlu işadamı Bedi Gümüş'ü çarptı...
Yılmaz, reenkarnasyona ikna ettiği; öğretmen, doktor ve tüccarların da içinde olduğu on bir kişiden bir milyon TL'yi aşkın para almıştı. Onlardan biri, Hizan'da sözleşmeli öğretmenlik yaparken, Yılmaz'a yüz yirmi bin TL veren Burçin D.'ydi...
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.