Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oysa fırtınadan hasar görenler kendilerine, kendi vasıflarına sadık kalmanın imtiyazını ellerinde tutarlar. Belki zayiat vermişlerdir ama o kayıpları kat be kat telâfi edebilecek ruh zenginliğini muhafaza etmiş ve belki de zenginleştirmiş, çoğaltmışlardır. “Özünü koruyan kabuğunu yeniden kazanabilir.”
Sayfa 531Kitabı okudu
Öğretmenler geçimlerini sağlamak için bildiklerini satarlar, doktorlar hayat seviyelerini muhafaza etmek için tedaviye mecburdurlar. Bu şartlar altında kimse kimseye ‘insan’ özelliklerinden ötürü muhtaç değildir. Bir insanın öteki için anlamı, sadece bir görevli olmasıyla sınırlıdır. Bütün haklar toplumsal kurumlara devredilmiştir, görevler de ondan beklenir. Hiçbir insan bir başka insanın ‘insanlığına’ iltica etmez, herkes toplumsal bir mültecidir.
Reklam
Gerçek saygısı ve hakkaniyet gibi kavramların ölçüsü de insanların çıkarlarıyla belirlenmiş, dolayısıyla kimden yana bakılırsa o tarafı doğrulayacak esasları içinde barındırmayacak mı?
Sayfa 124 - Tiyo YayıncılıkKitabı okudu
Batı'nın Manipüle Ettiği
Artık meselelerimizi bizde șöyle, orada başka türlü ölçüsüne vurarak değerlendiremiyoruz. Hatta Batı'ya kulluk etmek, Batı'ya kulluğu reddetmek diye bir seçme karşısında bile kalmıyoruz. Artık kültürel yapılar, bir șeyleri muhafaza edebilme, insanımızın bozulmamış yanını kurtarma gibi kaygılarımız yaşarlığını kaybetti. Sarsıcı, șașırtıcı, üstün bir konumdayız șimdi: doğrudan Kuran'a muhatap olmak, Kur'an'la bilgilenmek, hayat gücünü Kur'an'dan almak.
Sayfa 99 - Tiyo YayıncılıkKitabı okudu
İslâm değerlerinin çağımızın bilim ve teknik kafasıyla birleșip beraber yașayacağını ummak bir avuntudan ibarettir. Çünkü günümüze hâkim olan bilim ve teknik, Batı'da belli bir dönemde belirlenmiş bir kafa yapısının uzantısıdır; belli bir toplumsal yapının sinesinde gelişmiş, vasıfları İslâm'a taban tabana zıt bir sınıf eliyle gücünü dünya ölçüsünde yaymıştır. Bilimin ilerlemesi, bilime has özelliklerden değil, o bilim görüşünden en çok faydalanan insanlar yüzündendir. Bu yüzdendir ki bugünkü hayat biçimlendiren teknik teçhizat değil, o teknik teçhizatın ortaya çıkmasına ve bazı insanların kâr ve kuvvet sağlamasına yol açan müesseselerdir.
Sayfa 95 - Tiyo YayıncılıkKitabı okudu
İslamî olmayan bir yaşama biçimiyle İslam prensiplerini uzlaştırma gayreti, bana kalırsa iman zaafının bir bahanesi bile olabilir.
Sayfa 95 - Tiyo YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Tarihin gayr-i İslâmî uzantıları ve mevcut toplumun gayr-i İslâmî kuruluşu yüzünden birçok Müslüman yaşayışında bir denge kurmak, yaşadıklarını ahenkli kılmak için birçok bahane arayıp bulmak zorunda kalıyor. Böyleleri İslâm'ın inanç ve yașayış olarak sahip olduğu bütünlüğü hayatlarına uygulayamayacaklarını kabul ettikleri için içinde yașadıkları düzenle bir çeșit "anlaşmaya'' girişiyorlar.
Sayfa 74 - Tiyo YayıncılıkKitabı okudu
Müslümanın Tarihe Bakış Açısı
Müslüman için tarihi çerçeve, geçmişi bugünde ve yarında yaşatmaya yarayacak bir kalıp değildir; Müslümanlar tarihi daha çok, doğru davranışa ulaşmak için bir malzeme birikimi olarak değerlendiriliyor.
Sayfa 73 - Tiyo YayıncılıkKitabı okudu
Kulluk Bilinci
İslâm, dünya olayları karșısında edilgen kalmayı, iyilik ve kötülüğe karşı müdahaleci bir tutum takınmaktan geri durmayı kabul etmiyor. Kulluk yalnızca hukuki tasarrufların bütününden doğmuyor, aynı zamanda kul olmanın bilinci, yani kalbin insan davranışların anlamlı kılması gerekiyor. İyiliğe yönelmek, kötülükten kaçınmak yalnızca somut, gözlenebilir davranışların ortaya çıkması ile olup bitmiyor, iyiliğe yönelmenin ve kötülükten kaçınmanın niyeti de aranıyor. Yani kör bir eylem değerli değil; İslâm açısından inançtan soyutlanmış eylemi tamamlanmış sayamıyoruz. Müslüman gibi davranmayı değil, Müslüman olmayı (ruhuyla eyleme katılmayı) sonuç veren bir başlangıç kabul ediyor İslâm.
Sayfa 69 - Tiyo YayıncılıkKitabı okudu
Düşüncenin gerçekliğini bütün boyutlarıyla bulabilmesi için o düşüncenin doğduğu yer ve zaman belirleyici rol oynar.
Sayfa 59 - Tiyo YayıncılıkKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.