Öğretmenler geçimlerini sağlamak için bildiklerini satarlar, doktorlar hayat seviyelerini muhafaza etmek için tedaviye mecburdurlar. Bu şartlar altında kimse kimseye ‘insan’ özelliklerinden ötürü muhtaç değildir. Bir insanın öteki için anlamı, sadece bir görevli olmasıyla sınırlıdır. Bütün haklar toplumsal kurumlara devredilmiştir, görevler de ondan beklenir. Hiçbir insan bir başka insanın ‘insanlığına’ iltica etmez, herkes toplumsal bir mültecidir.