Anladım ki, insan sahicilik denilen şeyi ve bilhassa kendi sahiciliğini bulmak şöyle dursun, onu nerelerde arayacağını bilme talihine bile eremiyor. Her kim ki, "ben erdim" dedi ise yalanın hasını o söylemiştir. Hele görünüşte çekinmeden renkten renge girebilen, bir boyacı küpünden diğerine zıplayarak pervasızca seyahat etmekten hiç gocunmamış olan ben böyle bir işin üstesinden geldiğimi, kendi sahiciliğime dair bir fikre sahip olduğumu söyleyecek olsam bu söylediğimin bir uzun kuyruklu yalan olduğu hükmüne herkes kolayca varabilir.
Sayfa 17
Dünya insanın aklını yaradılışın hemen akabinde çeldi. Sonrasında tanıyabildiğimiz kadar tanıdığımız yaşama müddeti içinde akıllar dünyaları, dünyalar akılları bulageldi. Bu buluşmalarda hiçbir fevkalâdelik yoktur. Şimdiye kadar tahsil hayatı ne mikyasta akıl ile dünyanın buluşması olarak akıp gittiyse insanoğlu fevkalâdeliğin mikyasta mahrumiyetini çekti. Alelâdeliğin, bayatlamanın, şiire yabancı kalışın başlangıcını fark etmek istiyorsak insan aklının dünya cenneti cihetinden çelindiği nispette yükselmeği umursamaz hale düşürüldüğünü anlamamız gerekiyor. Yükselmenin şiirsiz olamayacağının görülüşünden de bir mesel doğdu. Hiç şüphe yok ki, şiire karşı akıl felsefeyi icat etti. Böylelikle varlığın izahı bahsinde önüne çıkan mâniaları aşabileceğini umdu. Felsefe kendine şiir karşısında mahcubiyetten kurtulma çabasını ulaşılmağa değer en üstün seviyenin uğraşı olarak seçti. Bütün bunlar olurken dinin devre dışı bırakılması ağzı laf yapan herkese rahat nefes aldırdı. Türkiye'de çağdaşlaşma denilen, dünyada modernleşme adı verilen hadisenin zihin macerası katında bütün hikâyesi bundan ibarettir.
Sayfa 16
Reklam
Kendi felsefi temellerinden kuşkuya düşmüş bir medeniyet, ister istemez bir hayat yolu arayacaktı.
"Hakikat hiç kimseyle paylaşılmasa bile hakikat olma vasfından bir şey kaybetmez. Ama paylaşılmayan hakikat, hiçbir zaman" tecelli" edemez."
Belli bir anı yaşayan insan geçmişi canlı olarak bünyesinde bulundurur, geçmiş bulunan her şey an be an şimdiki zamanı anlamlandıran bir vakıalar zenginliğidir. Öte yandan gelecek de kendisine karşı duyarsız olduğumuz bir şey değildir. Henüz gelmediğine göre bilgimizin olmadığı bir kavram değildir gelecek, bizim şimdiki zamanda elimizde tuttuğumuz birtakım tavırların serpilişi olduğunu bildiğimiz bir zaman parçasıdır.
Fizik derslerinde "düşen bir cismin hızı artar" diye ifade edilen bir yasa öğretilir. Yani düşen bir cismin hızının artması o cismin sona yaklaştıkça daha kısa zamanda daha çok mesafe katetmesi anlamına gelir. Kıyamet gününü izafi bir son kabul edecek olursak, kıyamete yaklaştıkça daha çok vakanın daha kısa zaman aralıklarıyla gerçekleşeceğini kabul etmemiz gerekir. Benim itikadımca, Allah'ın şeriatıyla kimilerinin tabiat adını verdikleri kuvvetin şeriatı arasında hiçbir zıtlık, uyuşmazlık yoktur.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.