bunu bile öngörmüş
Sonradan "Bursa Nutku" olarak bilinen sözleri bir çırpıda söyleyiverir: "Türk Genci, devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, 'Bu ülkenin polisi vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır' demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla, kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, 'Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir' diye düşünecek ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, 'demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek'. Onu hapse atacaklar, yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, İsmet Paşa'ya ve Meclis'e telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, 'ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir'. İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği..."
Sayfa 259
şeriatı ilan etmişler vay be
İzmir'in Menemen ilçesinde Giritli Derviş Mehmedi adlı Nakşibendi Tarikatı'na bağlı bir yobazın önderliğinde bir kalabalık, Belediye Meydanı'nda toplanıp, zikrederek şeriatı ilan ettiklerini duyurmuşlardı. Olaya bir müfreze ile müdahale etmeye çalışan yedek subay Kubilay, boğazı kesilerek şehit edilmişti. Cumhuriyet Hükümeti derhal gereken tedbiri alıp suçluları en ağır şekilde cezalandırmıştı ama Atatürk günlerce bu olayın etkisinden kurtulamamıştı. Her defasında önündeki tabakta Kubilay'ın kesik başını gördüğü için, günlerce yemekten kesildi, uzun süre et yemeği yiyemedi. İşte o günlerde ve o kızgınlıkla Ismet Paşa'ya dönüp "Menemen halkını taşıyın ve Menemen'i yakın. Cumhuriyet'in gelecek nesillerine bir örnek olması için de Menemen'i o yanık haliyle muhafaza edin" emrini vermişti. İsmet Paşa bu tür emirleri uygulamaz, 48 saat bekletirdi. Buna birlikte karar vermişlerdi. İyi ki de öyle yapardı. Eğer Atatürk konuyu tekrar açıp, o konuda ne yapıldığını başbakanından sormazsa, bu İsmet'e "O meseleyi sen de unut..." anlamına gelirdi... Menemen konusunda da öyle olmuştu... Konu kapanmıştı.
Sayfa 255
Reklam
İnönü ülkeyi bir savaşa sokmadı ve Atatürk'ün yukarıdaki tavsi yesine uydu ama bu direnci gösterebilmek için bile, 1 milyon kişilik bir orduyu silah altına alıp beslemek zorunda kaldı. Bu tedbir, elbette ülkede büyük sıkıntılara yol açtı, ekmek karneye düştü, yokluklar dönemi başladı. Aslında kazanan veya kaybeden her ülke bu sıkıntı ları fazlasıyla çekmek zorunda kaldılar. Örneğin İngiltere savaşı ka zandığı halde, savaş sonrası ilk seçimde Churchill iktidardan düştü. İsmet Paşa, "Buğdayı depolarda çürüttü, milleti aç bıraktı..." şeklinde tümüyle haksız eleştirilere uğradı. Çok partili dönemin başlaması kararını alıp uygulamaya geçerek, ülkeye demokrasiyi kazandırdı ama bu eleştiriler yüzünden iktidarı kaybetti. İşte, iktidardan düştüğü bu seçim konuşmalarından birinde, dinleyiciler arasından bir genç kız, "bizi sefil ettin, ekmeksiz bıraktın..." diye bağırınca, bu genç kıza dönecek, "Evet, sizi ekmeksiz bıraktım ama babasız bırakmadım..." diye yanıt verecektir.
Sayfa 222
28 Ekim 1923 Hükümet kurmak için kulis faaliyetleri 28 Ekim akşamına kadar devam etti. Ancak hükümet kurmak mümkün olmadı Meclis Hükümeti Sistemi tikanmış, işlemiyordu. Bir çok milletvekili Atatürk' ün çağrılmasını istedi, Atatürk, çağrıldi ve geldi. Parti Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Bey, bir aday listesi hazırlamıştı. Atatürk, o listeye göz
28 ekim 1923: yarın cumhuriyet ilan edeceğiz! ve ertesi gün
ankara hükümeti meclisleri meclisin açıldığı 1920den 1922ye dek gerek ulusal gerekse uluslararası politik, toplumsal, idari konularda aynı anda birçok mücadele vermiş, 1923 yılına da aynı mücadeleci kimliği ile girmiştir. 1923 yılının başlarında lozanda itilaf devletleri ile ekonomik konularda anlaşamayan ankara hükümeti lozanda görüşmeleri
"Biliyor musunuz, gece Reşat Nuri Bey'in Çalıkuşu romanını okumaya başladım. Çok beğendim. İhmal edilmiş Anadolu'yu ve genç bir hanım öğretmenin yaşadığı zorlukları, ne güzel anlatmış. Bitirince İsmet e vereceğim. Sonra da sizler okuyun." Mahmut Bey, "Savaşa beş kala roman okuyabiliyor.." diye düşündü, "..M. Kemal Paşayı, M. Kemal Paşa yapan da herhalde bu Özelliği olsa gerek."
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.