Öyle yıkma kendini,
Öyle mahzun, öyle garip..
Yürü üstüne üstüne
Tükür yüzüne celladın,
Fırsatçının, fesatçının, hayının...
Dayan kitap ile
Dayan iş ile.
Tırnak ile, diş ile,
Umut ile, sevda ile, düş ile
Dayan rüsva etme beni.
"Bizim seninle kavuşmamız ne bir otobüs ne de bir tren biletine bakıyor. Bilirim, kanadın olsa gelip konmazsın yüreğime ve yine bilirim dermanın olsam, ölmeye meyil edersin.''
İnsanın bu kısacık ömründe neye ne kadar vakit ayırsa elinde kalıyormuş hissini ne yapmalı ?
Herkese yetip kendi gönlüne dokunamamasını?
Herkesle tanışıp kendini sona bırakmasını.
Gece inmiş şehre
Sadece şiir merhem olur gönlümün karasına şimdi.
Birbirine kırgın duvarlar, insanlar ve gölgeler
Şimdi ne yazsam da geçse kalbimin küsü ?
Erdem Beyazıt
Bu gece de İsmet Özel duası tercüman oluyor içime;
“şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi. taşınacak suyu göster, kırılacak odunu. kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde.”