Ne güldüm ne güldüm; elimi dizime vurarak deliler gibi güldüm. Boğazımdansa tek ses çıkmıyordu; dilsiz ve bitkindi benim kahkaham; ağlamak özlemini taşıyordu.
Şu son ayların bu acayip zulmü neydi bana karşı? Zihnimi toparlayamıyordum artık. Her zaman, her yerde en tuhaf azapları ben çekiyordum. Hayallerime sokulan, kuvvetlerimi darmadağın eden ufak tefek, anlamsız rastlantıların, sefil ayrıntıların baskısına uğramaksızın, bir başıma, ne bir park kanepesinde oturabiliyor, ne de bir tarafa gidebiliyorduk. Yanımdan geçen bir köpek, kibar bir erkeğin yakasındaki sarı gül, zihnimin dengesini bozuyor, beni uzun zaman meşgul ediyordu. Nem eksikti benim?
… “
Mesele sevdiğiniz kitapları hayatınızın kırılma anlarında yeniden okumaktır. Kitapların canlı olduklarını, nefes aldıklarını, tıpkı insanlar gibi yaşlanıp huy değiştirdiklerini o zaman anlarsınız.”