Kült eserlerden biri olduğu için okumayı düşünüp sürekli ertelediğim Dostoyevski eseri. Kitap iki bölümden oluşuyor birinci bölümde yazar çoğunlukla kendi iç dünyasını, çelişkilerini, kendi ruhuna duyduğu nefreti, kendi varoluşundan emin olamayış sancılarını okuyucuda iç sıkıntısı yaratacak derecede uzun uzun anlatıyor. İkinci bölümde ise olay olduğu için kitap daha hızlı akıyor diyebiliriz, yazar nihayet monologdan diyaloğa geçiş yapıyor. Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceğine inandığım bir eser. Naçizane tavsiyem kitabı okumadan önce Zeki Demirkubuz un Yeraltı filmini izlemeniz. Engin Günaydın’ın muhteşem oyunculuğuyla yeraltı adamını somut olarak görmüş olursunuz. Bu da kitabı okumanızı kolaylaştırır, en azından ben de öyle oldu. Düşünenlere keyifli okumalar dilerim.