Aile içinde, en sevgi dolu insanlar arasında, bir yabancıdan da daha yabancı gibi yaşıyorum. Son yıllarda annemle günde ortalama yirmi kelime konuşmadım, babamla hiçbir zaman selamlaşmadan öteye geçmedim. Evli kız kardeşlerimle ve eniştelerimle, kendileri kızmadıkça, hiç konuşmuyorum. Aileyle hayatı paylaşmak konusunda her türlü duygudan yoksunum.
Bu satırları yazan O'nun felsefesinde, dünya karşısında tedirgin, diğerleriyle ahenkli bir beraberlik kuramayan, varoluşunu özgürce inşa edeyim derken, yalnızlığının çaresizliğinde kaybolan bir insan tasviri bulmuştu.