İçimizdeki ve/veya çevremizdeki üvey aile bize ilk planda pek de matah olmadığımızı söyleyip -ister kendi psişelerimizin içinden, isterse dışarıdaki kültürden kaynaklansın- etrafımızda dönüp duran zulümü algılamak yerine, kusurlarımız üzerine odaklaşmamızda ısrar ettiğinde, biz de tıkanıp kalırız. Bununla birlikte, bir şeyi enine boyuna ve her açıdan görmek sezgi gerektirir, ama aynı zamanda gördüklerine dayanma gücü de ister. Vasalisa gibi, bilgili olmamız gerektiğinde nazik olmaya çalışabiliriz. bize insanlarla geçinmek için keskin içgörülerimizi bir yana koymamız öğretilmiş olabilir. Ancak baskıcı şartlar altında sadece nazik olmanın ödülü, çok daha fazla kötü muameleye maruz kalmaktan başka bir şey değildir. Bir kadın, kendisi olduğu zaman başkalarını kendinden uzaklaştıracağını hissedebilir, ama ruhu meydana çıkarmak ve değişiklik yaratmak için gereken, tam da bu psişik gerilimdir.
Sayfa 102Kitabı okudu
Bir keresinde düşümde kendimi öyküler anlatırken gördüm ve birinin ayağıma vurarak beni cesaretlendirdiğini hissettim. Aşağıya balonca topuklarımı tutarak yukarı bakan ve bana gülümseyen yaşlı bir kadının omuzlan üstünde durduğumu gördüm. Ona, “Hayır, hayır, siz benim omzuma çıkın, çünkü siz yaşlısınız, ben gencim,” dedim. “Hayır, hayır,” diye ısrar etti. “Böyle olması gerekiyor.” Gördüm ki, o da kendisinden daha yaşlı bir kadının omzunda duruyordu ve ö da daha yaşlı bir kadının omzunda duruyordu, yine o da cüppeler içindeki bir kadının omzunda duruyordu, o da başka bir ruhun omzunda duruyordu, o da... Olması gerekenin bu olduğu konusunda, düşteki yaşlı kadına inandım. Halkımın benden önce yaşamış kişilerinin güçleri ve yetenekleri, öykü anlatma becerimi besler. Deneyimlerime göre öykünün anlatım gücü, enerjisini zaman ve mekân boyunca birbirine karışmış, çağının paçavra ve kaftanını ya da çıplaklığını incelikle giyinmiş ve yaşanmakta olan hayatla taşacak kadar dolmuş yüce bir insanlık sütunundan alır. Eğer tek bir öykü kaynağı ve o öykünün de bir yaratıcı gücü varsa, işte o bu uzun insan zinciridir.
Ayrıntı Yayınları
Reklam
520 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Kitap ile Film Arasındaki Farklar ve İnceleme
Yüzük Kardeşliği’ni okumaya başladıktan sonra aslında film ile kitap arasında ciddi farklılıklar olduğunu hatırlamış oldum. Böylece aklıma böyle bir yazı hazırlamak geldi. Bu yazıyı hem sizler için hem de kendim için yazıyorum (sonrasında dönüp dönüp tekrar okuyabilmek amacıyla aslında daha çok kendim için hazırlıyorum sanırım) Filmlerle kitaplar
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük KardeşliğiJ. R. R. Tolkien · Metis Yayıncılık · 202318.7k okunma
+1
Burjuvazi için yeryüzünde her şey, kendisi dahil para uğruna vardır, başka hiçbir şey uğruna değil. Hızlı kazançtan başka bir mutluluk, altın yitirmekten başka bir sızıdan farklı değildir. Bu hırs ve kazanma şehveti karşısında, tek bir insancıl duygunun lekelenmeden kalması mümkün değildir. Doğru, bu burjuvalar iyi birer kocadırlar, aile
Hasta olmak anormaldir. Hastalık durumu, hayatın akıntı­sına karşı hareket ettiğiniz ve olumsuz düşündüğünüz anlamına gelir. Hayatın yasası, büyümenin yasasıdır: Bütün doğa, sessizce ve istikrarlı bir biçimde kendini büyümeyle ifade ederek, bu ya­saya tanıklık etmiş olur. Büyümenin ve ifadenin olduğunu yerde, hayat olmalıdır; hayatın olduğu yerde uyum olmalıdır; uyumun olduğu yerde de mükemmel sağlık olmalıdır. Eğer düşünceniz, bilinçaltınızın yaratıcı prensibiyle uyum içindeyse, temel uyum yasasıyla uyumlu haldesiniz demektir. Uyum prensibine uygun olmayan düşüncelerini kabul ederseniz, bu düşünceler size yapışıp kalacak, sizi rahatsız edecek, üzecek, sonunda hastalığı ve eğer ısrar ederseniz belki de ölüme neden olacaktır. Hastalığı iyileştirirken, bilinçaltınız hayati güçlerinin siste­minizdeki akışını ve dağılımını artırmanız gerekir. Bu, korku, endişe, üzüntü, kıskançlık, nefret düşünceleriyle diğer yıkıcı düşünceleri ortadan kaldırarak mümkün olur. Bunlar sinirlerinize ve bezlerinize - atık maddelerin dışarı atılmasını kontrol eden ve organizmayı temiz tutan vücut dokusu - hasar verme eğilimi gösterir.
Eğer, yatma vakti sorunlarını anlatırken ‘talep ediyor’, ‘ısrar ediyor’, ‘kabul etmiyor’ ifadelerini kullanıyorsanız; o zaman geceleri ipler sizin elinizde değil demektir. Çocukların gereksiz şeyler konusunda ısrarcı olmalarına izin verilmemelidir - özellikle de yatma vaktinde. Bu gücü onlara verirseniz, bunu sonuna kadar kullanırlar ve durum hızlıca kontrolden çıkar.
Reklam
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Yeryüzü, mühendislerin kesin delillerle ispatladığı gibi felekler âlemi karşısında o kadar küçüktür ki, sanki daire içinde bir nokta olup onun büyük bölümünü ya su kapladığından ya da aşırı sıcak veya soğuk sebebiyle yerleşilemez durumdadır. Kara parçalarının tümü ise yer kürenin oldukça küçük bir bölümünü oluşturmaktadır. Bununla birlikte,
Ağzının bir kıvrımından cesaret bularak ter yürekte susayışlar yaratan yağmurlara açıldım kalmışsa tomurcuklar önünde sendeleyen çocuklar kalmışsa bir kaç ısrar ölümle yarışacak onların yardımıyla dünyamıza acıdım. Dünya. Çıplak omuzlar üzerinde duran. Herkes alışkın dölyatağı bersalarla ağulanmış bir dünyaya Benimse dar çünkü dargın havsalamın gücü yok bazı şeyleri taşımaya. Önce kalbim lanete çarpa çarpa gümrah sonra kalbim gümrah ırmakları tanımaktan kaygulu
715 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.