Sevkıyat!
“Efendiler sevkıyata gidiyoruz!”
Sevkıyat,ayrılık demekti. Sevkıyat, realiteyle göz göze gelmek,sevkıyat hakikatin suratımıza attığı tokat demekti. Artık İstanbul sokaklarındaki genç kızların hayranlık dolu bakışlarının romantik tesiri bitmiş,halkımızın yüreğinden yükselen muhabbet seli anılarda kalmış,ayrılık zamanı gelmişti.
Sevkıyat!
Aile ocağından,sevdiklerimizden,istikballe ilgili mesleki ve manevi hayallerimizden şimdilik ayrılıyorduk. Birbirimizden ayrılıyorduk.Bu eşsiz İstanbul’dan ayrılıyorduk. O güne kadar yapmayı sevdiğimiz,elimizde olduğu için değerini hiç düşünmeden kabullendiğimiz bütün nimetlerden ayrılıyorduk. Temiz çamaşır,sıcak yemek,İstanbul silüetinden ayrılıyorduk.
Ayrılıyorduk işte... Hatta... hatta kollarımız,bacaklarımız ve gözlerimizden, belki de bu dünyadan ayrılıyorduk.