İstanbul, medeniyet tezgahını dokurken, ona her el bir türlü malzeme taşıdı. Sanatkarı vardı ki, mermeri balmumu gibi kolaylıkla işler, ona bir devrin zevkini kazır, dilini konuştururdu. Ustası vardı ki, dağlardan yuvarlanıp gelen bir ağaç; kütüğünü bir sanat bilmecesi haline sokar, keser oyar nakışlayıp bezerdi. Demirden, tunçtan, pirinçten, bakırdan yaptığı eşyalarını işleniş sırlarını hala bir muamma olmakta bırakan mütevazi zanaatkarından, gergef önünde bir ibadet huşu ile kendinden geçmiş, kumaşım üstünde çalışan sağ eli ile, altında çalışan sol eli, bir fidanın dalları ve kökü kadar birbiriyle anlaşmış bu mühürsüz imzasız antlaşmanın semeresini veren genç kızına kadar her biri, o medeniyetin bir işçisi idi.
ÖĞRETMENLİK HAYATIMIN MANZUMESİ Mardin ilkler, ilk heyecanlar manzumesi; İstanbul'dur, çözülmesi imkansız insanlar bilmecesi, Uşak'tır, "İnsanları idare etmek zor bir sanattır, felsefesi, Kocaeli oldu bana; hayat tecrübesi, Zor bulunur insanın iyisi ve delisi. Farklı farkında ve ezber bozandır bir ikisi Bundan sonrası bana muammadır, Hak Teala'ya kalmış gerisi. Hayat ezel ebed arasında birkaç mısralık bir esrar manzumesi. KK
Reklam
Istanbul, medeniyet tezgâhını dokurken, ona her el bir türlü malzeme taşıdı, San'atkârı vardı ki, mermeri bal mumu gibi kolaylıkla işler, ona bir devrin zev kini kazır, dilini konuştururdu. Ustası vardı ki, dağlardan yuvarlanıp gelen bir ağaç kütüğünü bir sanʼat bilmecesi hâline sokar, keser, oyar, nakışlayıp bezerdi. Demirden, tunçtan, pirinçten, bakırdan yaptığı eşyâların işleniş sırrını hâlâ bir muammâ olmakta bırakan mütevâzı zanâatkârından, gergef önünde bir ibâdet huşûu ile kendinden geçmiş, kumaşın üstünde çalışan sağ eli ile, altında çalışan sol eli, bir fidanın dalları ve kökü kadar birbiriyle anlaşmış, bu mühürsüz imzâsız antlaşmanın semeresini veren genç kızına kadar her biri, o medeniyetin bir işçisi idi. Bu devirde zevk, nasıl bir âhenk bulmuştu ki gene o kız, anasının dokuduğu bezin üstüne fırçasını müşkülâtsız tasarruf eden bir ressam mahâreti ile, renk ve şekil terkîbinin en hârikulâdesini nakşederdi. Evinin her köşesine kendi zevkinin damgasını vuran bu kız, giydiği terlikten, ilerde kocasına kullandıracağı uçkura, para ve mühür kesesine kadar her el süreceği eşyâda, akla şaşkınlık ve saygı veren bir mahâret, zevki mûcizeleştiren bir hüner göstermekte çağdaşlarıyla hep yarışta kaldı; buluşlarına, ilerleyişlerine attırdığı perendelerle zevk ve hüner meydanının en muzaffer koşucusu oldu.
FETİH ŞİİRİ İstanbul fatihlerinin aziz ve mübârek ruhlarına ithaf olunur. Maltepe sırtlarında bir İlkbahar gecesi (*), Çözülecek, mutlaka, şu Bizans bilmecesi... Vermek için askere son hücumda şevk, gayret, Otağ-ı Hümâyûn'da kuruluyor meşveret!.. Ne muhteşem gece bu ?.. Pırıl pırıl her taraf, Meş'aleler - er gibi birbiriyle tutmuş
Hayatımın Manzumesi
.......'tır, anamın kucağı, babamın öğüt verici sesi, Mardin ilkler, ilk heyecanlar manzumesi; İstanbul'dur, çözülmesi imkansız insanlar bilmecesi, Uşak'tır, "İnsanları idare etmek zor bir sanattır, felsefesi, Kocaeli oldu bana; hayat tecrübesi, Zor bulunur insanın iyisi ve delisi. Bundan sonrası bana muammadır, Hak Teala'ya kalmış gerisi. Hayat ezel ebed arasında birkaç mısralık bir esrar manzumesi. KK
Kemal Kartal
Kemal Kartal
478 syf.
·
Not rated
Okay (1931-2017), İslam Ansiklopedisi’nin on altıncı cildinde yazdığı ‘’hatırat’’ başlıklı madde başında ilk olarak hatıratın, edebi bir kavram ve terim olduğundan ve ilk örneklerine tarihsel değeri yüksek metinlerin içerisinde bulabileceğimizden söz eder. Söz konusu metinler tarih, seyahatname, rûzname, menâkıp, tezkire, muhtıra ve mektuplardır.
İbrahim Efendi Konağı
İbrahim Efendi KonağıSamiha Ayverdi · Kubbealtı Neşriyatı · 2022754 okunma
Reklam