Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tamamlandıktan sonra Taksim Bahçesi, Pera halkının en gözde gezinti yeri hâline geldi. De Amicis bu konuda şu gözlemde bulunacaktı: "Pazar öğleden sonraları, park insanlar ve arabalarla dolar. Pera'nın renkli dünyası, bira bahçeleri, kafeler ve eğlence yerlerine taşar." Yaz mevsiminde parkta her öğleden sonra müzik çalınır, İstanbul'a turneye gelen Fransız ve İtalyan toplulukları operetler oynarlardı. Parktaki bu atmosferi polis gayet ahlak dışı bulmuş olmalı ki Müslüman kadınlarının parkta araba içinde veya yaya olarak dolaşmalarını yasakladı. Böylece polis kentteki Avrupalılar ile yerlilerin yaşam tarzları arasındaki farkları vurguluyordu.
16 Şubat 1969 Pazar günü Istanbul'da ABD'lileri bile şaşırtan bir olay yaşandı: Kamyonlarla ve otobüslerle Anadolu'nun her yanından taşınanan insanların bir bölümü Dolmabahçe de demirli 6. Filo ya ait bir gemiyi adeta "kible" bilip namaz kıldılar. (Görülen manzara buydu). Tekbirlerle kılınan "cihat" namazından sonra, "Ya tam susturacağız ya kan kusturacağız", " kanımız aksa da zafer islam'" sloganlarıyla Taksim'e yürüdüler.
Reklam
Aylık Türkçü Dergi: Ötüken 15 Ocak 1964'te Ötüken dergisinin ilk sayısı çıktı. Ötüken başlığı altında "Her Ayın On beşinde Çıkar, Fikir ve Ülkü Dergisi" ibaresi bulunuyordu. Derginin sahibi Atsız, sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek'ti. Ötüken doğrudan doğruya Atsız'ın sahipliğinde çıkan son dergiydi. Ölüm tarihi
1956: Kısıtlı Faaliyetler 1956 yılında Ocak gazetesinde yayımlanan bir iki yazısı hariç Atsız'ın sessizliği devam etmektedir. Hatta 1954 yılında 3 Mayıs'ı anmak üzere Yıldız Parkı'nda yapılan kır gezisine dahi katılmamıştır. Ancak 1956 yılında 3 Mayıs vesilesiyle yapılan bir salon toplantısına katılır. Toplantı 05 Mayıs Cumartesi
Zindanın içinde esirlerin ibadet edecekleri bir kilise bulunmakla kalmaz, pazar ve bayram günleri gelen pederler Aşai Rabbani ayini yapar, günah çıkartır, onları teselli eder ve dini bilgiler verirler. Hatta 1765 yılında zindan içinde tam üç kilise vardır. İstanbul Papa Vekili Monsenyör Biagio Pauli rahiplerin burada yaptıkları faaliyetleri aynı yıl kaleme aldığı anlatısında dile geti- rir. Rahip burada iki ayin yapar; sabah erkenden işe gidenler için gece ayini, büyük zindanda kalanlar içinde sabah ayini. Geceyi zindanda esirlerin yakınmalarını dinleyerek geçirir, onları teselli eder. Aziz Antoine'a atfedilen bu kilisede günah çıkartma kabini bile mevcuttur, kendi sözleriyle "ayinlerin uygun bir biçimde icra edilmesi için her şeye sahiptir." Esirler hasta oldukları zaman da yine iş rahiplere düşer; onları tedavi ederler, ilaç sağlarlar, hatta vebaya yakalandıkları zaman bile onları yalnız bırakmazlar. Senede iki defa kadırgalara biner, -Noel'de ve Paskalya'da- kutsal ayini icra eder, esirlere sadaka, ilaç ve ihtiyaç duydukları şeyleri dağıtırlar.
Sayfa 271Kitabı okudu
yokluk sendromu
Olmadığım onca yer. Napoli'de yokum, Tanca'da, Coimbra'da, Lizbon'da, New York'ta, Yambol'da ve İstanbul'da. Sadece yok değilim, acı verecek derecede yokum. Yağmurlu bir öğle sonrasında Londra'da yokum, Madrid'in akşam hengâmesinde yokum, sonbaharda Brooklyn'de yokum, Sofya ve Toronto'nun pazar günlerindeki ıssız sokaklarında yokum, 1978'de bir Bulgar kasabasının sessizliğinde... O kadar çok yokum ki... Dünya yokluğumla dolup taşıyor. Ben nerede yoksam, hayat orada. Nerede olursam olayım... Sadece coğrafi anlamda yok değilim, mevcut olmayışım mekâna özgü değil. Coğrafya ve mekânın asla sadece coğrafya ve mekân olmamasına rağmen. 1989'un sonbaharında yokum, 1968'in o çılgın mayısında, 1953'ün soğuk yazında. 1910'un aralığında yokum, on dokuzuncu yüzyılın sonunda da, şahsen nefret ettiğim diskolara takılıp kalmış 80'lerde de. İnsan aynı bedenin ve aynı zamanın hapishanesinde yaşamak için yaratılmamıştır.
Sayfa 224Kitabı okudu
Reklam
Aralık 1998 'de İstanbul' da bir röportaj için randevulaştık bu meseleyi konuşmak ve düzeltmek için: Randevunun 5 Aralık ola­ rak kararlaştır ı lması, o hafta sonu İsta n bul' da olmayı planladığım içindi. Bunun iki nedeni vardı. Birincisi, Fener'de Ayio Niko­ lao'nun eski tapınağı bulunmuştu. Ve pazar sabahı patrik tarafın­ dan açılışı yapılacaktı. İkincisi ise, aynı akşam İstanbul Harbiye'de önemli bir müzik festivali başlıyordu. Orada Karadenizli Türk dostlarımızla Selanikli Pontuslular birlikte şarkı söyleyecekti.
Sayfa 42 - Belge yayınları 2015Kitabı okudu
Benjamin ile Lacis'e göre o kentte "Kaçınılmaz olarak festival her çalışma gününün içine nüfuz eder. Gözeneklilik bu kentin yaşamının tükenmez yasasıdır. Pazar'ın bir parçacığı haftanın her gününün içinde gizlidir. Ve o pazar içinde ne çok hafta içi vardır. "
Sayfa 44 - Metis Yayınevi
varoluş
Search for: Arama.. Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri Atatürk Ansiklopedisi > Genel > Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri 31 Ara Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri PDF
1974 yılı 12 Mayıs Pazar Günü, Meriç'in Nasuhbey Köyü yakınındaki bir yatırın çevresinde yapılan "Dallık" şenliğine katıldık. Burada, Hidirelleze, bu isim veriliyor. Hidrellez de diyorlar. Köye adını veren Nasuhbey, Osmanlı akıncı beylerinden Hacı İlbey'in kumandanlarından imiş, "Dallık" adı, yeşillik, bahar ifadesi
Sayfa 94 - Türk Dünyası Araştırmaları VakfıKitabı okudu
349 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.