NECİP FAZIL VE BÂBIÂLİ'NİN BOHEM KARAGÂHLARINDA KADIN KOKUSU ÜMİT BAYAZOĞLU Necip Fazıl, Bâbıâli adlı anılar kitabında, ilk aşkını henüz 12 yaşındayken yaşadığını söyler. Heybeliada'da, bir kaya üstünde Pol ve Virjini'yi okurken vurulduğu kızdan sonra çok uzun zaman 'aşksız' kalır. Belki de bu hınçla kadına fethedilecek
Necip Fazıl, İstanbul'un kara sevdalısıdır. İstanbul, onun için bulunmaz kadın hayâlidir. Kar altında bir güvercin mahşeridir. Cadde-i Kebir'den Yeni Cami'ye, Şirket-i Hayriye vapurlarından tramvaylara, Küllük Akademisi'nden Boğaziçi'ne dek bütün bir İstanbul hep özlenen bir mekândır. İstanbul; kimi zaman da
Reklam
NECİP FAZIL'IN İSTANBUL'U Necip Fazıl, İstanbul'un kara sevdalısıdır. İstanbul, onun için bulunmaz kadın hayâlidir. Kar altında bir güvercin mahşeridir. Cadde-i Kebir'den Yeni Cami'ye, Şirket-i Hayriye vapurlarından tramvaylara, Küllük Akademisi'nden Boğaziçi'ne dek bütün bir İstanbul hep özlenen bir mekândır.
İlk önce buna çok sıkıldım ve bayağı neticelerinden korktum. Fakat hayır, burası gerçekten garip bir yerdi. Hiçbir şeye hayret edilmiyor, hiçbir şeyin üzerinde fazla durulmuyordu. Burada insan, olduğu gibi, bütün hususiyetleriyle, kabahatleriyle, sakatlıklarıyla kabul ediliyordu. Ve bunlar ne kadar çok olursa o kadar hoşa gidiyordu. Fakat bu
Sayfa 134 - İkinci Bölüm, Küçük Hakikatler, VIKitabı okudu
hesabi evlilik
O yıllarda İstanbul'un en parlak en kıskandırıcı evlenmeleri, Sakine hanımın vasıtasıyla olanlardı. Bu başarının başlıca sırrı, Sakine hanımın çok realist yaratılışında idi. İzdivaç ona göre bir iş, belki en mühim ve ciddi işti; her şeyden evvel de hesaba dayanıyordu. Sakine hanım bu hesabı sade para üzerine kurmaz, daha doğrusu iki tarafın behemehal zengin olmasını istemezdi. Bir tarafın getirdiği maddi nimetleri, diğer tarafın şöhret, asalet, güzellik, iyi tahsil, görgü, zeka, mevki, bağlanma kabiliyeti gibi meziyetleriyle birleştirmeye çalışırdı. Böylece manevi kıymetler de onun izdivaç piyasasında, bir nevi esham ve hisse senedi gibi efektif rolü oynardı.
Sayfa 70 - Dergah Yayınları 5. BaskıKitabı okudu
O yıllarda İstanbul'un en parlak en kıskandırıcı evlenmeleri, Sakine hanımın vasıtasıyla olanlardı. Bu başarının başlıca sırrı, Sakine hanımın çok realist yaratılışında idi. İzdivaç ona göre bir iş, belki en mühim ve ciddi işti; her şeyden evvel de hesaba dayanıyordu. Sakine hanım bu hesabı sade para üzerine kurmaz, daha doğrusu iki tarafın behemehal zengin olmasını istemezdi. Bir taradın getirdiği maddi nimetleri, diğer tarafın şöhret, asalet, güzellik, iyi tahsil, görgü, zeka, mevki, bağlanma kabiliyeti gibi meziyetleriyle birleştirmeye çalışırdı. Böylece manevi kıymetler de onun izdivaç piyasasında, bir nevi esham ve hisse senedi gibi efektif rolü oynardı.
Sayfa 68
Reklam
Kanunî'nin tahta çıktığı senelerde İstanbul, camii, han, hamam, medrese, büyük saray, Evliya türbeleri ve çeşmeleriyle tam bir Türk şehriydi. Yalnız bize ait olan bu manzaranın şimdi deha ile tamamlanması, bu gelişmeyi bir infilak haline getirmesi lazımdı. İşte Sinan bunu yapar. Yaratıcı, nizam verici hamleleriyle İstanbul ufkunu, mermeri,
Sayfa 136 - DergâhKitabı okudu
71 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.