Babasız, insan kendini yoksul hissediyor
Siz hiç, hayal kırıklığına uğrayacağınızı bile bile, Her gece yüreğinizde yeşerttiğiniz binlerce umutla, Birini, pencere kenarına oturup kırk yıl bekleyecek kadar sevdiniz mi? . İşte o benim Babamdı...! (-Ben en çok, babamın sabrından damıttığı merhametini sevdim.-) . Dünya’yı omzunda taşıyan bir bilge adam; Gülünce yedi renk açardı yüzünde bahar, Lunaparka benzerdi benim babam. . Tomurcuklandığım dalımdı, Dağlara baş eğmeyen yanımdı, Bir tek onun ceplerinde, umut hangi çocuğun kapısını çalacak şıngırtısı arardım. Gerçi o inanmazdı benim çocukluk mucizelerime ama, Mahalleli çocuklara en güzel lolipopu, onun ayçiçeği gülüşlerinden yapardım. . -Babasız, insan kendini yoksul hissediyor.- . -Babanız yoksa sırtınızı bir boşluğa dayamışsınız demektir.- . (-Ben en çok, babamın gülen yüzünü özledim…!-)
Gece burada tek başına bir adam düşün, işte ya kitap okuyor ya da bir şeyler düşünüp öylece oturuyor. Bazen düşüncelerini birine söylemek ister doğru mu yanlış mı diye ama kimsesi yoktur işte. Bir şey görünce bile onu gördüğünden tam emin olamaz gösterecek kimsesi olmadığından.
Sayfa 88 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
bir adam ömrünü kadını için hiç karşılık beklemeden feda ediyorsa işte gerçek aşk budur
Sayfa 642 - Kafka Kitap, çev: Fuat SevimayKitabı okudu
İşte Bu
Dünyada bulunmanın bir gayesi olmalı. İnsan bir işe yaramalı. Yoksa her şey korkunç derecede karman çorman olur.
Sayfa 325 - Aylak Adam YayınlarıKitabı okudu
Satrancın güzelliği budur işte. İşler her an tersine dönebilir.
Sayfa 116Kitabı okudu
Bütün suç Yahudilerde, diyorsun. - Yahudi nedir? diye soruyorum. - Damarında Yahudi kanı bulunan kimse, diye yanıtlıyorsun sorumu. - Yahudi kanıyla başka kan arasında ne ayrım var peki? Bu soru karşısında afallıyorsun; kafan karışıyor, sakınımlı bir tavırla şu yanıtı veriyorsun. -Yani Yahudi ırkı demek istemiştim. - Peki, ırk nedir?
Reklam
İşte Tutunamayanlar kitabının isminin esin kaynağı:
Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; ki­mi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez.
Sayfa 148 - YKY, 49. baskıKitabı okudu
"Bir zamanlar diyordum ki: Bu Türktür, bu Bulgardır, bu Yunanlıdır. Ben vatan için öyle şeyler yaptım ki patron tüylerin ürperir; adam kestim, çaldım, köyler yaktım, kadınların ırzına geçtim, evler yağma ettim... Neden? Çünkü bunlar Bulgarmış, ya da bilmem neymiş... Şimdi kendi kendime sık sık şöyle diyorum, hay kahrolasıca herif, hay yok olası aptal! Yani akıllandım, artık insanlara bakıp şöyle demekteyim: Bu iyi adamdır bu kötü adamdır. İster Bulgar olsun, ister Rum, isterse Türk. Hepsi bir benim için. Şimdi iyi mi kötü mü yalnız ona bakıyorum. Ve ekmek çarpsın ki, ihtiyarladıkça buna da bakmamaya başladım. Ulan ister iyi ister kötü olsun be. Hepsine acıyorum işte... Boşversem bile bir insan gördüm mü içim cız ediyor. Nah diyorum bu fakir de yiyor, içiyor, seviyor, korkuyor,(...) o da kıkırdayacak ve dümdüz toprağa uzanacak, onu da kurtlar yiyecek... Hey zavallı hey! Hepimiz kardeşiz be... Hepimiz kurtların yiyeceği etiz....
Satranç hayat gibidir David demişti babası. Her parçanın kendi işlevi vardır.Bazıları zayıftır, bazıları güçlü.Bazıları oyunun başında işe yarar,bazılarıysa sonunda. Ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın. Aynen hayatta olduğu gibi, satrançta da skor tutulmaz. On parçanı kaybedip, yine de kazanabilirsin oyunu. Satrancın güzelliği budur işte. İşler her an tersine dönebilir. Kazanmak için yapman gereken tek şey tahtanın üzerindeki olası hamleleri ve anlamlarını iyi bilmek ve karşındakinin ne yapacağını kestirebilmek.
Sayfa 108
"Yeşil paltolu adam sallanıp direklere tutunarak fenerle aydınlanan köprüye doğru ilerliyordu. Adama sordum : “Neyiniz var ?” - “Cüzdanımı arıyorum, az önce işte şurada kaybettim” ( - eliyle karanlıkta bir yeri gösterdi ). - “Peki neden onu fenerin altında arıyorsunuz ?” - “Çünkü burası, fenerin altı aydınlık, her şeyi görüyorum.” Arıyorlar - ama kendi fenerlerinin altında. Ve herkesi de fenerlerin altında aramaya davet ediyorlar."
Sayfa 246 - İthaki Yayınları / Yevgeni Zamyatin'in sonsözüKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.