Bu gönderiyi alıntılama sebebim.... çok komiksinizzz laaaaa gerçekten....
al sana kaynak
Günümüzde İslam dininin ilk olarak Türklere ne şekilde ve hangi şartlarda geldiği pek bilinmez, bilinmesi de istenmez. Ancak, bu topraklarda yaşayan bir çoğumuzun bilmediği, ya da bilmek istemediği bu tarih, aslında ders diye anlatılan o taraflı tarihi
Türkler için "sıradan" olan şey herhangi bir dine geçmektir. İslamlaşmanın bu bapta olağan dışı bir tarihselliği bulunmaz, sadece sonuçları diğerlerinden çok farklı olduğu için şu anda böyle bir çalışmada konuyu tartışıyoruz.
fotograf
bazen eski bir fotograf karesinde vuku buluyor kalbinin en derinlerindeki ozlemler
uzun uzun, icli icli bakakaliyor insan
caresizce ve takatsizce bakakaliyor
eski guzellikleri goruyor, eskiden guzel gelmeyen
birini sevmek eskisi gibi sevilmezya hani bazen
bazen sadece seversin atesin buzu sevdigi gibi
ucup giden buharlarsa benligindir aslinda
hani ben yine de varim derdinya eskiden
sevdik kardesim ne var cozulmeyecek derdinya hani
onlar aklina geliyo iste, aslinda sevmek her seye cozum degilmis derken
o fotografa bakarken icleniyosun ama kimseye soyleyemedigin sessiz bir ciglik misali
kendinden dahi utaniyosun aklina geldikce
derin etinden zorla kopariliyor gibi hissettiriyo bu utanc sana
yine de asamiyorsun kendini, zihnini
ne kadar ugrasirsan ugras sagir birine bagiriyor misali kaliyosun
alfaben onunla basliyor sonunla bitiyor her daim
oguzhan
asla yapmam dediğin her şeyi bir bir yaptığında anlıyorsun yaşamın keskin köşeleri olmadığını. sen ne kadar hesap kitap da yapsan, o yine yapacağını yapıyor. çizdiğin sınırları ihlal ediyor. "buraya kadar" diyorsun, ötesine geçiyor. kitabı yok kuralı yok. akışta ne varsa o işte.
Aleksandros Papadiamantis (Aleksandros Papadiamantis)
*
4 Mart 1851'de Hadula başta olmak üzere birçok çalışmasının coğrafi dokusunu oluşturan Skiathos Adası'nda papaz bir babanın dördüncü oğlu olarak doğdu. Skiathos'ta ancak on bir yaşına kadar eğitim görebildi. Daha ileri seviyede eğitim veren bir okul olmadığı için
Size küçüklüğümü göstereyim mi?
Kucağında olduğum kişiyi çıkarabildiniz mi?
Babamın o zamanlar en iyi arkadaşlarından biri idi...
Erol amcanın Cankurtaran'da kahvehanesi vardı..
O zamanlar oraya tek başına gider, beni gördü mü çılgına dönerdi.
Hemen beni patron koltuğuna oturtur.
(Aman işte o zamanlar patron koltuğu dediğimde deri bir