Lâ ilahe illallah diyen herkes mü'mindir. Fakat bu kadar iman kâfi değildir. Bunu kemâle ulaştırmak hepimizin en başlıca gayesi olmalıdır. Hepimiz pek iyi biliriz ki kemâle ulaşmayan hiçbir mahsul, ürün ve hiçbir meyve kimse tarafından istenmez. Eğer bilmeyerek aldığımız kavun karpuz vesaire ham ise, olmamışsa ne kadar canımız sıkılır. Hem verdiğimiz paraya acırız hem de çektiğimiz emeğe. İşte kemâle ulaşama- yan mü'minin hâli de tıpkı böyledir. Bakınız Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem hazretleri sonra şöyle buyuruyorlar: "Birbirlerini sevmedikçe mü'minlerin kâmil, olgun bir müslüman olmalarına imkân yoktur." Sevmenin öyle kuru lafla olmayacağı cümlece âşikârdır. İnsanların ve bilhassa mü'minlerin birbirini sevmesi, ona lâzım olan yardımı yapması, elinden tutması, okutması, doğru yolu göstermesi, ondan hiçbir surette ayrılmaması, her zaman her yerde onunla beraber olmasıdır. Bunlar hep sevginin alametlerinden ve icabındandır. Zira bizler müslüman mü'miniz. Binâenaleyh ta ezelde Cenâb-ı Hakk bizi kardeş yaratmış ve Kur'ân-ı Kerîm'inde Hucurât sûresinde "Mü'minler ancak kardeştirler.” buyurmuş. Öyleyse bizim birbirimizle olan muamelemiz tıpkı öz kardeşlerin muamelesi gibi hatta daha da üstün olmalıdır. Çünkü bu kardeşlik, Allahu Teâlâ'nın ezeldeki kardeşliğidir. Elbette öyle bir anadan ve bir babadan gelme kardeşliğe benzemez.
Sayfa 93 - Server yayınları (1.cilt)Kitabı okuyor
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Reklam
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Korkular ve Topyekün Korku&Korkunun Sonu
Çoğumuz toplumda bir mevki sahibi olma tatminini arzularız çünkü önemli biri olamamaktan korkarız. Toplumun öyle bir yapısı var ki saygıdeğer bir mevkiye sahip bir vatandaş büyük nezaket görüyor, mevkisi olmayan birisi ise hor görülüyor. Dünyada herkes bir mevki istiyor ve ister toplumda, ister aile içinde, ister Tanrı katında olsun, bu mevkinin
Yolculuğa çıkmak isteyen bir kimsaye, hükümdar, bir at hediye ettiği vakit, bu adamın üç yönden sevinmesi düşünülür: a ) Birincisi, bir ata sahip olduğudur. Atın bir varlık olup iyi bir nimet olması bakımından sevinmesidir. Bu sevginin hükümdar ile bir ilgisi yoktur. Hatta dağın başında veya çölde bu atı bulsa, yine aynı şekilde
Şükür hakkında güzel bir örnek.Kitabı okudu
Wollmar ve Edwin iki arkadaştılar; dünyanın telaşlı ve gürültülü koşuşturmasından uzak, sessiz sakin bir yerde birlikte inzivaya çekilmiş, yaşıyorlar ve burada felsefi düşüncelere ayırabildikleri geniş zamanlarını, kaderleri dahilinde hayatta karşılaştıkları ilginç olayları tahlil etmekle geçiriyorlardı. Mutlu biri olan Edwin, dünyayı neşeli bir
Reklam